Dil susunca gönle vururmuş aşkın ateşi.
Göz görmeyince aklın feri de sönermiş.
Yüzüne vururmuş aşkın, hasret güneşi.
Can yetmeyince aşkta gazel dökermiş.
Şair Zekeriye Tek
Şöyle bir bakıyorum da şu fani dünyaya,
Ne kadar da az dost kalmış etrafımda.
Kimi kendi kabuğuna çekilmiş kimi eksilmiş.
Kimi vefasız çıkmış kimi sembolik kalmış.
Ne kadar da dünyaya bağlanmış su dostlar.
Kimi savrulmuş kimi sahipsiz kalmış.
Derdi ıstıraptan iki büklüm.
Hali hasretten naçar gönlüm.
Pür melalim...
Sineyi suzan gibi ateşkar.
İlahi,
Aşkın mecnununa duçar gönlüm.
Dünya bir kafes.
Pür heva heves.
Oysa hep bir ses,
Bir can, bir nefes;
Taşıyor herkes.
Kırılınca gönlüm bakmasın yüzüme.
Susunca dilim uyku girmesin gözüme.
Alışınca yüreğim inanmasın sözüme.
Yorulunca aklim düşmesin üstüme.
Şair Zekeriye Tek
Davut olmak kolay değil.
Önce nefsine karşı sonra,
Ağyar ile hemhal olacaksın.
Ama sonunda nurlanacaksın.
16 Kasım Gebze
Önce yanarsın dediler,
Sonra ateşe körük verdiler.
Bütün guve`nimi yediler.
Bir de ateşe odun serdiler.
Şair: Zekeriye Tek
Bir armağandır yalnızlık yaslı gözüne.
Sürmedir inceden çekilen solmuş yüzüne.
Bir matem dokunmuş, gönül ayrılık tenine.
Bir bekleyiştir suskunluk hasret demine.
Şair: Zekeriye Tek
Düşerken yere ışıksız damlalar,
Yıkılsın efkârı kalbimin masum vedaları.
Düşerken yere adeta kara bulutlar,
Dağlansın hicri gönlümün karanlık odaları.
Puslu penceremin gürleyen sokaklarında,
Kansın haziran yağmurlarına siyah gölgem.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!