Hangi rüzgar getirir bana kokunu
Hangi yağmur anlatır gözlerimin nemini
Hangi yalan sevdada arayacaksın teselliyi
Hangi gecenin olmadı sana da sabahı...
Hangisi ruha daha çok elem
Gülüyorken gördüm
Yüreğinin ardını
Mutluydu şakıyordu sesin
Keyifli keyifli tütmedeydi ruhun
Tatlı tatlı bakıyordu gözlerin
İkiz alevdik birbirini ısıtan
Adım adım azalıyor
Bir yumağı çözer gibi
Gün be gün kapanıyor
Bir mezarı örter gibi
Anladım yaralı atların
Niçin vurulduğunu
Seni düşünecekse aklım utansın
Yüzüne bakarsa gözüm utansın
Anarsa adını dilim utansın
Düşen karabatağına gönlüm utansın
Tekrar çıkarsa yollarım sana
Yazıldığı yerden kalem utansın
Dökülüyor evler birer birer denize
Ne kalabalık bir şehir burası
Ne kadar da yalnız herkes
Sen kimsin, ben nerdeyim
Özgürleşirken mi kaybettik
Sararan kimlikleri
Melal içindesin uyan !
Ne zaman uçsa bir keklik
Bir ihtimal belirir parmak ucunda
Rüzgarın yaprağa dokunduğu gibi
Yüreği yüreğine değer sessizce
Ne zaman uçsa bir keklik
Bir gönül inceliğinden muzdarip
Bırak diyor o gemi batsın ne garip
Her hayal gerçeğe her rüya sabaha
Kavuşmuyor gör bak zehirli bu vaha!
Seni tanımadan önce sana vuruldum
Kaybetmekten korktuğum ne varsa
Bıraktım...
Ölmekten daha kötü şeyler varmış
Anladım...
Yalnız kalmaktan daha kötüsü
Geç kalmakmış
Küçüktü ellerin
Gözlerin
Yüreğin
Tek tek dokundum onlara
Kokladım seni,
Gel bir kez daha gülelim
Bir kez daha ağlayalım
Bir kez daha küs olalım
Bir kez daha barışalım
Bir kez daha sarılalım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!