Sen deniz kokusunu sevdin
Ben seni
Sen sarılmayı sevdin
Ben sarıldığın yeri
Göz ve gönül arasındakini
Mordan pembeye
Yaprak gibi düştüm
Sonbaharda zamana
Tenimde Eylül sarısı
İçimde yağmur kokusu
Beni hüzne mahkum etti
Bir mor üzüm buğusu.
Maddeden manaya giderken bir soluklan
Ah vah arasında dur, düşün molası ver
Hep hiç var yok sen ben,silinirken berzahta
Ol da gel dedi can,ayrıkları yol da gel .
Mart 2018
Kimden kime gölge düşer
Ağaç bilir insan bilmez
Yürekteki söz yarası
Közün ardına geçemez
Gün gelir devran da döner
Pişmanlık duymazsan eğer
Simsiyah bir atlas üstünde
Dört nala koşanlar
Uçuş gibi…
Toz dumana vardığında
Geceye yağar kurşunlar
Deliş gibi…
Oldu mu olmadı mı
Bilmem
Karışık dünya
Yüzüme bakma
Orda bir yerde
Herşey karışır
Sarı ve mavi yan yana gelmeli de
Asla sevişmemeli
Gezinen ne sarı kalır başakta ki
Ne mavi gökyüzündeki
Bu yeşilin kültür emperyalizmi
Eskiciiiiii
Şiirlerim varrr ,yaşanmışlıklarım vaarrr
Kelimelerim,resimlerim
Çizgilerim renklerim vaaar
Güneş tarlasına bulut ektim
Gün topladım sevda biçtim
Uçurtmayı aya salıp
Yıldızları biriktirdim
Cebim delik ipim kesik
Gözümde vefa yarası
İcine rüzgâr doldugunu hissetti
Eğildi baktı ,
Vücudundan çıkmış bir uzantı
Boş muydu ?
Meraklandı yaklaştı,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!