Eskimiş günleri ardımızda bıraktık
Bir gün dönümünde mizan çıkarttık
Soğuk vurmuş,rüzgar kırmış
Gül bahçemize hoyrat girmiş
Varsın olsun mizan tutmuş
Aşk bedende başlar ruhta uçarmış
Sıcak ekmek kokusuna
Emekleyen çocuk
Karnı şiş
Gözleri yumuk
Doymamış ne anasına
Ne anasının sütüne
Çiçeğe durduğumda
Yollar boyu
Hafızalarda yıllar boyu
Söylendim durdum
Böceğinden çiçeğine
Evrenin her yerine
Katre-i günden sorulur
Şeb-i yeldanın gamı
Gün solgun olmasaydı
Demlenmezdi geceler.
Dem bu demdir ey gönül
Canım bana kahvaltı hazırlar mısın
Domates, zeytin, peynir
Kızarmış ekmek
Sofrada çiçek
Mavi gökyüzü
Mis kokulu çay ve Deniz
Usulca geçer zaman gençken
Koşamadıkça sen, hızlanır
Aldıkça yaş birikir keşken
Gözlerse hep aynı kalır.
Sabırsızca beklerken bir haber
Karanlık olmadan
Aydınlık doğmuyor
Dil tatsıza değmeden
Bal değerin bulmuyor
İyinin iyiliği
Bir kötüye muhtaçsa
Öylesine gel,öylesine
Hava güzel,gün güzel
Yeşil sıcak,
Kabaran toprağın
Üstüne,ellerini bırak
Uçur kalbine takılanları
Yokluk kocaman bir yokluk
Hatıralar koşturur
Zihnimin sokaklarında
Kaybolan çocuk gibi
Her bulduğuna sarılır
Gülümsemeler,takılı kalır dudaklarımda
Yazdım
Aklıma değil bağrıma
Akıl gider belki
Kalp atabildiğince var
Ruha yazılanlarsa
Sustuklarım kadar var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!