yetişmek ardı sıra bir şeylere
hüzün dokudu içime
hayat gülme hep n'olur
beni sana bırakan
ilk yolculuğumdan beri
Nereye kadar ve ne kadardir
tokezledigim duraklardayim
yön kavramim, nicedir kayip
tüm meâller kendini yineliyor tahrip edilmis bir dongude
öylesine bir ara bölge burası: HOŞGELDIM
meydan okumak zamanin kendisine mümkün müdür
'sen ki zamandan bahsedersin eyyy yolcu, de bana meydan okumak ne diye'
her üzüntü geçicidir
unutmak
insanoglunun hastaligi
bilmem hangi tarihten beri sürüp giden
yasadigimiz dünya denilen bu yer
Yitirdi insanlık keşiflerini
vaktidir geriye dönmenin
Bu vakitler, çağlar kapatıyorum kendimce
yeniden başlatıyorum tarih yazıcılığını çürümüş insan kemikleriyle
bir yılanın bilgeliğiyle dolanıyorum babilin asma bahçelerinde
elimde tarihin feneri
Bazı hikayeleri kağıda aktarmak zor. Hiçbir vakit tatmin olmazsın. Beyninde devinip durur, hırpalar seni. Bir nevi işkence hali. Kağıda aktarsan bir türlüdür, aktarmasan başka türlü. Bu iki dünya arasında sıkıştığın araf senin devinim döngün olur.
Ateş düştüğü yeri yakar
acısı da,
kokusu da
düştüğü yerde biter
bir kalenin bekçileri olmak yalnızlığımıza inat-tı
gene de
masumca yazılan bir kocakarı büyüsünden üç vakit ötede
kendini parçalayan küçük tavşanımız hep yanımızda oldu
hiç kandırmadı bizi
hiç aldatmaca piyeslerinde yer almadı
ikilem varligi tartismali bir soylem
bir beden ki bir ruhu bile tasiyamazken
cesaretini korkusundan alan her insanoglu
düstügü çukuru bir dilemma zanneder
bazen
kalmalar zordur
cokca rivayet edildigi gibi
hüzündür asırlara meydan okuyan
işte bu yüzden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!