salih zeki taşçı'nın ardından...
gece gündüz kör kuyuda su yatar,
damla damla tüketilir, kin tutar,
sabahsız geceler koynuma batar,
ölüm nedir, ne değildir? de hele...
kaçlar dağlarının yağmur bulutu
ıssız ovaların rüzgarısın sen
sevdalı gönlümün vakarlı yurdu
ve kırık kalbimin uğrağısın sen
yüzündeki matem yakar sinemi
senin sitemin
yunus gibi, benden içeri bensin.
ah-ü zarlarımı alıp gidensin.
o ilk göz ağrımda, hani namağlup,
vakarlı gönlümü mağlup edensin.
senin sitemin
yunus gibi, benden içeri bensin.
ah-ü zarlarımı alıp gidensin.
o ilk göz ağrımda, hani namağlup,
vakarlı gönlümü mağlup edensin.
uzatsam ellerimi usulca mezarına,
kapanan gözlerine baksam topraklar kat kat..
yanağına yaslanmış kehkeşanlar içinde,
yüzbin yıldız altında peygambere komşu yat...
şimdi baksam ardıma kim var mazide diye,
evlatla vuslat
bir bad-ı saba gibi saçlarından tutsam da,
şöyle yanaklarını efil efil okşasam.
kucağında sefil bir çocuk gibi yatsam da,
sabahın fecri ile usul usul uyansam...
her lahza içime aydınlık dolar,
cemalin aklıma gelince senin...
hasretine doyar mıyım bilemem,
bir gün vuslatına erince senin...
zaman nasılda geçiyor,
atilla hiç gelmeden...
Yağmurları ip ip topla,
Sar boynuna hocam beni.
Kopar daldan yaprak yaprak,
yağmurun saçları...
bir fırtına geçti önümden azgın,
ardından baktım da yabancı geldi.
süpürdü götürdü mal varlığımı,
götürdü zira bu habersiz seldi.
yağmurun saçları...
bir fırtına geçti ömrümden azgın,
ardından baktım da yabancı geldi.
süpürdü götürdü mal varlığımı,
götürdü zira bu habersiz seldi.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!