temaşa-i sin
üstad'ın mezarını koklayan o pis böcek,
yakında, çok yakında gör bana da gelecek.
hangi sonsuzluklarda yolculuklar ettin de,
böyle bir harabiyet yaşamışsın diyecek...
türkeş,
devranda binbir tür keş!
kanım dondu baharda,
mezarından kalk, türkeş!
türkeş,
devranda binbir tür keş!
kanım dondu baharda,
mezarından kalk, türkeş!
unuttun !
ben seni severken sen çocuk idin,
utangaç gözlerin yerde gezerdi.
dudağına nazlanırdı kalemin,
döner defterine beni çizerdi
rüzgarın saydığı kum teneleri,
bereler yüzümü sen yoksun sevdam
sadakta durmayan yayda durmayan
gönülden gönüle bin oksun sevdam.
ben seni koymuşum başım üstüne,
serander
gönlüm gibi yaşlı, çıkmaz yarına,
güneşlere hasret kalmış serander.
çatısını almış papuçlarına,
dizlerine kadar salmış serander
rüzgarın saydığı kum teneleri,
bereler yüzümü sen yoksun sevdam
sadakta durmayan yayda durmayan
gönülden gönüle bin oksun sevdam.
ben seni koymuşum başım üstüne,
sen beni bırakma elin eline
üzülürüm kahrolurum ölürüm
dola beni diken diken diline
inme gelse yollarında yürürüm
yeterki bir sabah kapıya çıkıp
ilk bahar, ilk aşka benzermiş zaar,
onda vuslat yoktur, sonu son bahar.
erikler gelinlik giydiği zaman,
benim son düğünüm gurub’ta doğar...
Zeki Çeliköz'e son veda...
bir çınar vardı bende,
dallarını su yudu.
ne çileler bedende,
uyudu da uyudu...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!