Fadime’mi aldım çıktım elinden
Seyir etim kanlıcanın belinden
Fadime'm gelir değirmenin yolundan
...Uyan derim can Fadime’m uyanmaz
....Kara hacım hiç cefaya dayanmaz
Meğer dünya ne küçükmüş
Yine karşılaştık burda
İnsan tekniğe açıkmış
Yine karşılaştık burda
Yüreğin yılmaz bilirim
Benim gönlüm küsmez
Dost bildiklerini üzmez
Kimseye yalan söylemez
Dost giderse geri gelmez
Hayat bir zorlu yokuş
Bazen zor bazen kolay
İstesen de kopamasın
Göz damlasından inmiş
Ağlasan olmuyor
………..Ağlamasan olmuyor …
Çarkı döndermek istiyorsan
Çarkı kendin döndüreceksin
Senin çarkını bir başkasının
Döndürmesine izin vermeyeceksin…
Yüzünü duvara döndü
Seslendi gölgesi
Baktı öylece uzun
Yel esse titrerdi gözleri
Titredi dudakları
Körpecik çocuk
Adımları tekliyor
Yürürken
Gözleri tutunacak
Bir el arıyor
Düşüyor yere
I
Sabahın ilk ışıkları
Yürür tarlaya
Nasır tutmuş ayaklarım
Ve nasırlı, elleri bekler ekinler
Iraktan gelir çay kokusu
Geceleri öten çırçır böcekleri
Kil kokulu toprak
Unutamadığım adın
Soğuk düş sokaklarında
KIRBAÇLAMAK DÜNYAYI
İlk bakışta Yusuf Ter’in öyküsü bildik bir serüveni anlatıyor gibi; ücralardaki “bizim köy”lerden birinde doğmuş Ter, yoksulluk ailesiyle birlikte onu yaban ellere savurmuş, hasret, baskı, yoksulluk, çileler üstüne çile O’nu Düş ülkesinin ezgilerine vurmuş, oradan da duygul ...
DOST YUSUF
“Güzel insan Yusuf Ter’e”
Yıllardır hep doğru yazdığım için
Nedendir hep beni suçlarlar Yusuf
Düzenin hilesin sezdiğim için
İdama bizlerden başlarlar Yusuf
Şöyle düşünürüm olan çok acı
Tilkiye vermişler krallık tacı
Bu düzende meyve veren ağacı
DOSTUM YUSUF TER
1970 de Kozanlı’ nın, İmranlı Köyünde Dünyaya gelen Yusuf Ter, küçük yaşta babasının işi gereği İsviçre’nin Basel kentine gider. Bu göç esnasında eğitimini de İlkokul dördüncü sınıfta bırakır bir daha okula devam etmez. Fakat, İlkokulu bile bitiremeyen Yusuf Ter, boş durmaz, ...