Ne unutabileceğim kadar uzaksın
Ne kavuşabileceğim kadar yakın
Ne umursamayacak kadar yabancısın
Ne derdimi anlatacak kadar tanıdık
Öyle bir mesele işte bu
Var ile yok arasında ne varsa
Dün gece geldin,
Ne güzel geldin
hosgeldin...
Hiç ümidim yoktu geleceğinden
Hazırlıksız yakalandım.
Saçım başım dağınıktı.
İki yabancı mıyız yani artık seninle
Bir daha hiç aramayacak mısın beni ?
Telefonlarıma çıkmayacak
Mesajlarıma bakmayacak mısın?
Buğusuna tutulduğun sesimi
Bir daha hiç özlemeyecek misin ?
Allah'ım sığınacak bi gölgem yok
Ne olur sen bana bulutunu gönder
Nefesim kesilmiş gibi hissediyorum
Ne olur sen bana umudunu gönder
Uzun zamandır okşanmıyor saçlarım
Hiç kimse şefkati sürmüyor yanağıma
Gemiler yanaşıyor rıhtımlara
Bir kalabalık mahşer gibi
Otobüs duraklarında,metrolarda
Aksam dört vardiyalarında
Sabah sabah topuk sesleriyle koşturan
Dalgalanan kızıl, siyah yada sarı
Üşürüm bazen, odam buz keser
Isıtamam yuregimi,içim titrer
Kurumuş bir ağaca dönerim,
Bir rüzgar gelir savurur yapraklarımı
Ne zaman sonbahar gelse bu şehire
Seni hatırlarım.
Hiç bir mevsimin sıcağı
Senin ellerin kadar ısıtmadı beni
Hiç bir mevsimin ayazı da
Yokluğun kadar üsütmedi
Taze tomurcuk bir gül gibisin
Hangi çiçek senin kadar güzel kokabilir ki
Bilsem ki ;
En arsız yanlarım çıkacak ortaya
Dilim itiraf edecek en mahrem sırlarımı
Faşist bir militan gibi çıkacağım sokaklara
Düzene, ezene küfürler savuracağım
Şehrin en işlek caddelerinin
Biliyorum rose..
Üşüyorsun sen şimdi
Üşüme rose
Saramam seni
Tenin bir ateş gibi yakar beni
Senin o narin parmakların
Güzeldi yaşamak seni..
radyolarda şarkılar tutmak sırayla
sevdiğin şarkıları seninle mırıldanmak
gözlerinin derinliklerinde yolumu kaybetmek
şehrin en eşsiz manzarası dururken karşımda
Sana bakmak güzeldi..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!