Dün gece geldin,
Ne güzel geldin
hosgeldin...
Hiç ümidim yoktu geleceğinden
Hazırlıksız yakalandım.
Saçım başım dağınıktı.
İki yabancı mıyız yani artık seninle
Bir daha hiç aramayacak mısın beni ?
Telefonlarıma çıkmayacak
Mesajlarıma bakmayacak mısın?
Buğusuna tutulduğun sesimi
Bir daha hiç özlemeyecek misin ?
Üşürüm bazen, odam buz keser
Isıtamam yuregimi,içim titrer
Kurumuş bir ağaca dönerim,
Bir rüzgar gelir savurur yapraklarımı
Ne zaman sonbahar gelse bu şehire
Seni hatırlarım.
Hiç bir mevsimin sıcağı
Senin ellerin kadar ısıtmadı beni
Hiç bir mevsimin ayazı da
Yokluğun kadar üsütmedi
Taze tomurcuk bir gül gibisin
Hangi çiçek senin kadar güzel kokabilir ki
Bilsem ki ;
En arsız yanlarım çıkacak ortaya
Dilim itiraf edecek en mahrem sırlarımı
Faşist bir militan gibi çıkacağım sokaklara
Düzene, ezene küfürler savuracağım
Şehrin en işlek caddelerinin
Biliyorum rose..
Üşüyorsun sen şimdi
Üşüme rose
Saramam seni
Tenin bir ateş gibi yakar beni
Senin o narin parmakların
Güzeldi yaşamak seni..
radyolarda şarkılar tutmak sırayla
sevdiğin şarkıları seninle mırıldanmak
gözlerinin derinliklerinde yolumu kaybetmek
şehrin en eşsiz manzarası dururken karşımda
Sana bakmak güzeldi..
Sesin bir çığ
Büyüdükçe büyüyor.
Parmak uçlarımda sıcaklığın
Gün geçtikçe tutuşuyorum
Bir nehrin iki yakası gibi
Karşı kıyılardan bakıyorum sana
İki kere iki dört gibi
İşte bu kadar net sevdim
Gel gör ki ispatı sayfalar süren
Takvimler hangi gündeydi
Saatler kaça beş vardı
Hiç biri umrumda olmadı
kimin yarasını en çok sardıysan
Seni bi gün en cok O kıracak
Kimi en çok başının üstünde taşıdıysan
Bilki Bi gün ihtiyacın olduğunda görmezden gelecek seni
Çünkü kör birisinin gözünü açar açmaz
Yaptığı ilk iş deyneğini kırmaktır demişler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!