acının çaresizliğini gördüm
yakının uzağını
uzağın ızdırabını
ne duruldum
ne de sığınabildim
hayat denen meşakkatli! yola
garip bir şeyler oluyor nefessiz kalıyorum
sanki mahallenin kedisini öldürmüş gibiyim
iftar vakti yemek yiyor insanlar
ben oruç tutmadan iftarı açmış değilim
3 kere açım dedim kimseler duymadı
dördüncüsünde özlediğim sütlaç çok ağladı
Bayat ekmek
Romantik sarımsak
Kurumuş lale
Üzgün naftalin
Hepsinden birazı var sende
Hepsinden birazı...
ah nasıl da unuttunuz bir kış vakti
şarkılar çalarken bir barda
dans ederken sarışın kadın ve yanındaki
öpücükleriyle boğuyordu sizi
bardağınızın üşümüş şarabı
kayıp bir atlas iken avuçlarınızda
Gidelim buralardan
Yorgunum
……
Başımı sana değil yine de
Bir suya dayayacağım
Zamanın uğultusunu dinleyeceğim
Gelirken roman okuyordum
Giderken de, sonunu değiştirmişler
Gelirken kuşları seviyordum
Giderken de, kanatlarını bağışlamışlar
Gelirken mavi hırkamı giyiyordum
Giderken de, içine tütsü koymuşlar
Kapıları çalmayın lütfen
Evde yokuz
Vereceğiniz dostluğu
Bırakın gidin kapının önüne
Kediniz tekir
O karıştırır, bir bakar
sende mi gidecektin
ince ince kanayan su gibi
bir gece vakitsiz tutanaksız
gölgelerin ardından
bırakarak özlemlerini
ve geriye bize sızısı kalan dünyayı
yak ölülerini
savur küllerini
ardına bakma
git burdan
içinde saklı
umut sevdan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!