geçen köpekler gibi havlayasım geldi
yalnızlıktan
sonra onu düşündüm esmerliğini ve güzelliğini
geçti öylece
baktım kuş olmuş uçuyorum evde
kahve gece kokulu duvarlara çarparak
Bir tek seni mi anlamıyorlar da
Boğulur gibi oluyorsun
Yapma! insanlar küçük
Hayat çok büyük
Nazım Hikmeti anlasalardı
Atom bombası atarlar mıydı hiç….
Yanına bir köpek yavrusu almadan gelme
Sevsem bile biraz eksik kalır
Bir de bütün papatyalarını atmalısın çöpe
Seviyor sevmiyor felsefesine uzağım
Kışın açan kardelenleri de unutma gelirken
Yanına bir mum almadan gelme
fırtına bulutu saçları yıldız tozu
dağıldı birdenbire
mavi giri gözleri deniz gök
aktı karıştı birbirine
sol yanında volkan
sarsıldı, depremler oldu bir an
Özlemlerine hafif gelmiş teknesi alabora olunca
Kaybolmuş denizde düş oluvermiş çocuk
Balıklarla konuşmuş deryalara karışmış
Dalıp gitmiş deniz fersahlarının içinde
Kaç zaman geçmiş acıyı hatırlamış çocuk
Gerçek olup vurmuş kıyılara
Ah, bu dokunan
Çöl yangını gül izi
Teni, dokunamadıklarımın iklimi
Asi mavi gün ışığı
Yüzü uçurum çiçeği
Özlemlerim çağırıyor
Bütün türk kadınları venüste
Beyaz atlılarını bekliyorlar
Sıtmaya bile razılar
Oysa Kızılderili bir kayıp ilanıdır aşk
Beyaz adama çoktan yenilmişti
Ve beyaz atlar üzüntüden intihar etmişti
Ben isterdim ki
Bu yalan dünyada
Kendime de kalmayayım
Ama senin şu fırtınalı zamanlarda
Dostum olduğunu bilmeyi isterdim
Bunu kendim için de istemezdim
kadın vurdu kendini denize hıçkıra hıçkıra ağladı
yanına yaklaştı bir adam
yanlış, bir kedi
yanlış, bir kaplumbağa
yanlış!
kimse yaklaşamazdı yaralı bir insanın yanına
biraz şımarmak benim de hakkım
biraz kahve içmek benim insan hakkım
biraz şarkı dinlemek lazım
ulu orta bağırıp gecenin içinde
seni seviyorum diyebilmek
ay ışığı duysun tek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!