Doksan sene değildi pek kolay,
Alzheimer illeti acı bir olay,
Son dört gün içinde yatağa düştün!
Feryatların artmıştı büsbütün.
Saat 1700de gökten bir melek indi;
Beni bağlıyan bir emelim, bir gayem vardı.
Bakmakta olduğum elli üç yıllık eşimdi, yardı.
Sen yaşarken dünyam aydınlıktı, şimdi karardı,
YELLİKÖYÜ (Temmuz-2010)
Timur ile Beyazıt’ın Ankara –mürtet savaşı,
Halk korkudan buraya sığınmış, aramış, ekmeği, aşı.
Muhtemeldir ki, 1402 tarihinden beri,
6. YENİ BİR HAYAT
(10-06-2012)
Değişiverdi birden makus talihim.
Akrabam imiş meğer,yoktu ki haberim.
Okumaya hevesim varmış, olunca kanî.
Altı çocukla,oluverdi bana birden hâmi! .
Sosyal tesis kurulmuş, bir tepenin üstüne,
Haspam pek de düşkün endamına, süsüne.
Sanki ağaçların arasına, özellikle gizlenmiş,
Bugün sensiz geçecek, çünkü ilk yılbaşım,
Ne eğlenmek isterim, ne de gülmek.
Kabrin başında üşüdüm,yalnızım ve hasta.
Gözlerin yıldız gibi parlasa, hep öyle baksa,
Aşkın bir değil, kâlbimi yıllarca yaksa,
Gönül neler, neler ister, bunun sonu var mı ki?
Mevsimlerden en çok, son baharı düşündüm,
Yıllarca bu mevsimde hem ağladım, hem de üzüldüm.
Bazen güneş, yağmur, çamur, bazen de kar,
Hem gözler gülsün, hem de dudaklar,
Öyle bir sır ki, kendi, kendinden saklar,
Hatırlayıp kızarıyor güzel, pembe dudaklar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!