SONBAHAR (25 Ekim-2012)
Sonbaharı her mevsimden fazla severdim.
Bu mevsimde sevdiğimi kara toprağa verdim.
Öyle hüzünlüyüm dindiremem ki bu derdim,
Düşen yapraklar gibi yüreğimi toprağa serdim.
Bakışlarını kaçırma ne olur, gözlerime bak!
Aşkı yaşayalım, yalnızca, bakışarak, bakarak,
Işıklar! bir yıldız gibi renkli ve parlak,
Dön de bir bak, geçen yıllar ne yaptın?
İdealler nerede, onlardan neden saptın?
Kısa yolu seçerek, başarıdan niye kaçtın?
Oruç farz kılınmış Ademe, ezelden -ebede,
Bir hikmet var elbet, dayanır bir sebebe.
Aç ve susuz kalmak da, sabır da bir deneme,
Gördüğüm tatlı mı tatlı bir rüya,
Uyandırıp mutsuz ettin beni yalancı dünya,
İsterdim seneler sürseydi umut ve hülya;
Neden mutsuz ettin beni yalancı dünya!
Bunaltmıştı beni o, yaşam biçimi,
Başlangıcı F.B. Stadının oradan,
İrade ve güç vermiş Ulu Yaradan,
Son nokta ise Meşhur Moda İskelesi,
Yol’a, zemine uyar ayaklarımın sesi.
Kırk beş dakika sürer gidiş ve dönüş,
7. KÜÇÜK SERÇE
(MAYIS 2012)
Küçük serçe panjur Abağında bir delik bulmuş.
Oraya çer, çöp toplayarak bir yuva kurmuş.
Anladım ki, yapınca iki beyaz yumurta,
(Ekim 2013-Kadıköy)
Öncelikle kaldırma gücü olarak rüzgar gerek.
Havalanması için ise planör bir güçle çekilecek,.
Önde bir jip ve de çelik halat en uygun araçlar,
PLATONİK AŞK (Kadıköy-Ekim-2013)
Köyden çıktık bir kafile, Sincan’a kadar yaya,
Bana göre sanki gidiyoruz uzaklara, Aya,
Ankara-Yelli köyü nere, ta İstanbul nere?
Yaş on üç, ilk defa biniyorum kara trene.
Hasretinle her nefes dudağımı yakıyor,
Gözlerim, bin bir ümit, yollarına bakıyor.
Sana malum olur mu, perişan halim,
Dualarım seninle, dönmen için, sağ,salim.
Çıkaramam kulağımdan, bülbül sesini,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!