En sağlam uzvum kâlbim bilirdim,
Ölüm sınırında tekrar, tekrar dirildim.
Yeni bir yaşam dedim, amma gamlıyım,
Yolun yarısını geçtim, amma zamlıyım.
Kâlbin sesi duyulmazken normal hayatta,
KAPANAN –AÇILAN KAPILAR
(HAZİRAN-2012)
Dayımın iki oğlu, biri evli, dört kızı vardı,
Büyük, ortayı bitirmiş, liseyi terk etmiş.
Diğerleri, yalnızca ilk okula gitmiş
KARA BİR GÜN (Ağustos-2009-Kadıköy)
Ekim ayında olmuştu günlerim kap, kara,
Duygularda almıştım büyük bir yara.
Son günlerinmiş meğer, bakarken derin, derin,
Bırakıp gittin ama, bana kaldı sonsuz kederin.
Benden evvel kardeşinle buluştun;
Sanki kanat takıp, ablanın yanına uçtun;
Doksan gün geçti vefatının ardından,
Abla- kardeş, ruhunuzu kavuşturdu, Ulu Yaradan.
Bendende mi çok seviyordun ablanı?
Birdenbire sanki bir rüyadan uyandım,
Yıllar gelip geçti, artık yokuşlara dayandım,
Gece, gündüz zora koştum bacaklarım, kollarım,
Sokaklarda değil, sanki podyumlarda yürürsün.
Kâlbim kölen olup eteklere sürünsün.
İzlerin öyle derin, çıkaramam kanımdan,
Âşık oldum yeşil gözlü dilere,
Kapılmışım gidiyorum coşkun sellere.
Sen gidince çok uzaklara ellere.
Özenle yazıverin kabrimin taşına,
Daha ne kadar yaşarım bilinmez yalnız başıma.
Sanki zehir konmuş gibi tatlı aşıma,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!