İstesem de göremem, saramam artık seni,
Gözyaşlarımla, sarınca sana beyaz kefeni.
Desem ki kimsesiz, yalnız bırakma beni,
Netice, mecnun oldum, deli oldum, deli!
Birlikte, elli üç yıllık bir ömür sürdük,
Otuz sene dile kolay, bir yastığı paylaştık,
Nice badireler atlattık, mutluluğa ulaştık.
Son bir sene içinde kader ağlarını ördü,
“Mesken tutmuş Sultan - Baba yüksek tepeyi
, Oraya tırmanmak, insanı zorluyor epeyi,
Osmanlıdan önce, buraya gönüllü gelmiş,
Yıllardır trafik canavarı herkesin derdi,
Binlerce canlıyı, cansızı yerlere serdi.
Acı verir bizlere, manen ve de maddî kayıplar,
TÜRKİYEM
(AĞUSTOS-2012)
Canlısı,cansızı,bombalar patlar oldu yeniden.
Bölücü teröristlerdir bu kötülüğü eden,
Otuz senedir, hiç bıkmadan, usanmadan.
Bu gün hava limonî, bendeniz gibi,
Rengi bozuk denizin, görünmez dibi.
Gri renkten siyaha döner bulutlar,
Yıllarla kavgam var, çoğu kez de barış,
Derki “ bazen mutluluk, bazen de sıkıntıya karış”
Biteviye geçmez ki, gerçek yaşam, zorlu bir yarış.
YOLDAŞIM (Ağustos-2009-Kadıköy)
Yalnızım, ıstırabım oldun, canım yoldaşım,
Bir de buna eklenince ileri yaşım.
Zamanıdır göçmeye, eh yavaş, yavaş!
Ulu Tanrım! Muzaffer kul’un sana emanet.
Günahları varsa, Sen O’nu affet.
Kâbir azabından Sen O’nu koru,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!