El etti yalnızlık gecelerden geçerken
Uyandı mavi kanatlı yıldızlar
Sus dedim yıldızın türküsüne
Vakit susma vakti
Kanat çırpmak için çok erken
Üşüyor musun nokta-i ben
Kasırgamın telleri sana da dokundu mu?
Uyuyanlar uyudu
Konuşmaya başlayabilirsin
Kara bakışlı gecenin
Yalnız adamı..
Susmuş dilî zar'a inat
Konuş uzaylı adam..
Yok etmeyenin varlığı nicedir
Çatık kaşlı avluların
Sen kokmaması
Ayak izlerini âfaka gömmek
Usulca
Usulca kanatlanamamak
Ben diyeyim âraf-ı meydan da gülezgini
Sen anla
İsli ruhlar öldürdü beni.
"Ah sen değil misin? nokta-i ben;
hiçlik isteyip beceremeyen,
elini ayağını cürmü kebirden çekemeyen."
Sırtımdaki gök kubbenin tüyü
Yordu göz kapaklarımı
İndir
Çırası yanan
Pullu suları
Koydum ihtiyar hüzünlerimi bavula
El pençe divan beklemekteyim
Ceplerimde çocuk kalbim
Gençlik tadında bayram etmekteyim
Yol gözleyenlerin dermanı, küslerin ilacısın.
Sene de iki defa hak fermanı,başların tacısın
Cümle mü'min bir yürek,gönüller de hancısın
Divanı hak da odurki bayram, hak edenin harcısın
Bir deniz hikayesi bu
Kumları hasret damlaya
Kıyıları yosun tortulu
Bir dokunur bin düşünür
Ayak izleri sahil kokulu
Selam