Girince ilim kapısından mürekkep zehrinden sürünenler görmüşüm.
Esen rüzgarlara kapılıp insan suretine bürünenler görmüşüm
Üç kuruş menfaate doğru sözün terkinde kalemler görmüşüm
Güzel söz yazdığını sanarak dişi sineğe yürüyenler görmüşüm
Bulandı midem zulüm diyarında daha ne merkepler görmüşüm
Aruz, hece diyerek astarsız şair ceketinde eriyenler görmüşüm
Biz zaman denen mahluk içinde ne ademler görmüşüz
Fitne fücur aşkına düşen alimi canlı mezara gömmüşüz
Vatan millet din uğruna yanmışız kim demiş sönmüşüz
Çözülmez derler, dil ile bağlı düğümü el ile çözmüşüz
Vatan millet din uğruna can verip kanlar dökmüşüz
Biz Türkler ademler içinde adalet timsali mavi gökmüşüz
Göz kapaklarımın içine resmini yapıştırdım
O günden sonra gözlerim hiç günyüzü görmek istemedi.
Gözlerin gözlerimi öpünce
Utancından ağlardım
Çıkarırım kelepçelerimi
Yeniden doğuşu hatırlarım
Karanlık ayıbımı gizleyince
Zaman durur, ne giden geri döner bakar ne de kalan gidenin ardından koşar. Mavi'nin enginliği son bulur ikisine de sadece GRİ kalır.
Hoş kelam ile gönül eyleyenin yüzüne güleyim
Boş aşk ile gönül eyleyenin yüzüne tüküreyim
Sözlerden bir gülistan bırakıyorum sana
İçinde gül ve diken var, ne çıkarsa şansına
Bir gün gelir gözyaşının ıslattığı mendilleri maziye asar kurutursun
Bir gün gelir yeniden yüreğin sever kandilleri camiye asar duyurursun
Gül ile bülbül edebilir mi sohbet-i hemdem
Bülbülde gör gül solduğunda gussa-i matemi
Aşk ayırt etmez canlılar arasında madem
Ayrılık zor gelir, göçer son an-ı dem ademi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!