Bunca ilim tahsil edip,
İlim öğretenleri.
Nefsin şerrinden kurtulup,
Hidayete kavuşmak isteyenleri.
İmansız gitmekten korkup,
Şefaat dileyenleri gördüm.
Adaklar adadım uğruna,
Canım kurban yoluna,
Açtım bağrımı gir koynuma,
Bizi ayıran Almanya’dan
Gelirken getir bir demet para.
Biri gelir anıların ardından aklıma,
Bir keskin kılıç böler uykumu.
Dur diyemem sensizlik gözyaşlarıma,
Hissizleştiğim olur, yitiririm usumu.
Bana bakarken bulutlanan gözlerin,
Geldi Ağustos gördü bütün gözler
Onbir ayın sultanını gördü gönüller
Oruçlunun zikridir ışıldayan kandiller
Oruç tutmayanın hesabı zora benziyor.
Garip.
Hafızla Garibin feryatları boşuna değil,
Erzurumla Palandökende de bir Hikmet vardır.
Hor görme Hafız ile Garibi elbet boş değil,
Hamidiye kışlasında gayet bereket vardır.
Bir yumurta için tavuk saatlerce gıdaklar,
İnsan vardır bilir,
Bildiğini bilir.
Hülasa alimdir,
Ondan kar edilir.
İnsan vardır bilir,
Bir sevgi buldum, yüreğimin ıssızlığında sevdim.
Arasına serden bir parça koydum, geçtim karşısına,
O an ki mutluluğumla bir değil, bin ıstıraba bedeldim.
Zorlanıyordu, yüreğimin kapıları benden koparcasına,
Açıldı ve süzüldü içeri, dedi: Ben bir meltemim.
Nedir bu güvercin bulutu,
Martı çığlıkları?
Ya bu cenaze nereden çıktı?
Ölen kim?
Allahım,
Mukadderdir ölüm,
Bir çift göz mü, beni benden alan,
Düşüncelerime, umutlarıma,
Bekleyenlerime dur diyen?
Yoksa, bir tatlı tebessüm mü?
Allahım...
Zaman durdu sanki, geçmek bilmiyor.
Bin bir özlemle arıyorum her yeri,
Bana yabancı ıssız sokakları.
Söyleyin diyorum, nerde o peri,
Söyleyin ey kasvet sokakları.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!