Taksim Gezi Parkı derken
Ağaçlar sökülsün / sökülmesin,
Yerine başka şey dikilsin / dikilmesin derken
Çevreciliğe saptırıldı konu
Ve bir çatışmadır başladı halk ile iktidar arasında;
Başlayış o başlayış,
Yeter artık ‘İmam-Hatip’ açmayın,
Cami de yapmayın, fayda etmiyor.
Yolsuzlukta dünya önderisiniz.
Tüm emekleriniz boşa gidiyor.
Takmayın kafaya türbanı falan.
Kızılay Başkanı’mız Lütfi Akar
Kandan üretilen ilâçlar konusunda
Türk kanının helâl sayıldığını
Ve daha faydalı olduğunu söylemiş.
Hekimlerimiz de şaşıp kalmışlar buna.
Şaşılmayacak gibi değil.
Yaşımız ilkbahar mevsimindeyse
Çevremiz de keyfimize göreyse
Ufak tefekleri saymazsak eğer
Yalnızlık uğramaz pek semtimize
Avutur bizleri bir süre daha
Bu dünyada var olan bir devleti beğenmeyip de
Kuracakları yeni devletin
En az bin yıl süreceğini iddia etmek hayâlperestliktir.
Böyle bir iddia gerçekleşmemiştir tarih boyunca.
Hitler’in Almanya’ya ilişkin iddiası buna kanıttır.
En az bin yıl yaşayacak dediği Almanya’nın ömrü
Cahiller vardır
Azdır sayıları
Hadlerini bilirler
Güvenleri kıttır kendilerine
Foyalarını belli etmemek
Eleştirilmemek
Özgür falan değil,
Başıbozuk doğar insan,
Fabrikadan özürlü çıkmış mal misali
Onarılamaz sonradan.
Peygamberler ne derse desin,
Atatürk “Bu vatan kendimiz için de,
Gelecek nesillerimiz için de
Cennet yapılmaya lâyıktır” demişti.
Ama gözlerini öbür dünyadaki cennete diken
Ve fakat o bakımdan da noksanlı olanlar öyle çok ki,
Hem bu vatanın cennet yapılmasını önlüyor,
Ah biz insanlar yok muyuz biz!
Ne Peygamberleri dinleriz can kulağıyla,
Ne de düşünürlerin dediklerine rağbet ederiz,
Hattâ kendi yaptığımız yasaları
Ve koyduğumuz kuralları bile ikidebir çiğneriz,
Sanki burunlarımız pek matah şeylermiş gibi
O kadar dışında ki şu dünyanın çok şeyi,
Ben kendime bakarım, ötesinden bana ne?
Şiirsel şarkıları severim canım gibi,
Karga türü kuşların bet sesinden bana ne?
Gönlüm hep doyumsuz teraneleri arar,
yeni şiirlerinizi görmek istiyruz.....