Bir ülke düşünün ki
Demokrasi bağımlısıdır
Ve orada siyasete soyunanlardan biri
Dürüst davranarak
Kendisinin demokrat olmadığını,
Demokrasiyi amaç değil,
20 Eylül 2012 tarihli Hürriyet’te
Ahmet Hakan şunları yazdı:
“Okullar insanları tanımlayamaz,
Şekillendiremez,
Belirleyemez.
Memleketin bütün okullarını imam-hatip yapsanız bile
Gazetelerde bir resim,
Resimde iki bey ve eşleri,
Beyler birer koltuğa kurulmuş,
Keyifleri yerinde,
Eşleriyse ayaktalar az geride,
Görmüşsünüzdür elbet,
Dindar geçinen öyle siyasiler var ki,
Peygamberleri sağ olsa,
Bazı siyasetleri yüzünden bu siyasilere
Biraz dokunaklı eleştiriler yöneltse
Bunlar o peygamber hakkında da
Kimbilir kaç liralık tazminat dâvâsı açarlar.
1946’dan bu yana
“Yeter artık söz milletin” denildi,
Denildi de ne yapıldı vaktiyle?
Kulaklar hep millete mi çevrildi?
O güzelim Köy Enstitülerinin
Ve kültür ocağı Halkevlerinin
Atatürk’ün çağdaşı olan Hitler gibi,
Stalin gibi devlet adamları sağ değiller artık
Ve pabuçları dama atılalı çok yıllar oldu.
Ama ölümünün üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen
Atatürk’ün değerini hem ülkemizde,
Hem dünyada hâlâ bilen milyonlarca insan var.
Anadolu’nun bir köyünden gelmiş,
İstanbul’da oturduğum apartmana kapıcı olmuştu.
12 Mart 1971 Darbesi’nin arifesindeydik.
Sokaklarda solcularla sağcılar çatışıyordu her gün.
Halkın çoğu da solculara (komünistlere) karşıydı.
Apartmanın önünde konuşuyordum kapıcımızla.
Günün birinde öbür dünyaya göçünce sen
Bu dünya sensizliği hiç umursamayacak,
Gel sen de ona karşı kayıtsız ol şimdiden,
Bunu yapmak senin en haklı dâvân olacak.
Dünyanın dâvâları öyle bitmek bilmez ki,
Geçmişle yüzleşme meraklılarına sorulur:
Zamanaşımı 80 yıl önceki dâvâlara uğramaz da,
19 yıl önceki Sivas dâvâsına neden uğrar?
Muhatapları cevap veremez elbet buna,
Sadece kaba kuvvete başvururlar,
Başka şey bilmezler zira
yeni şiirlerinizi görmek istiyruz.....