Ömürleri boyunca özledikleri bahar
Gelmiş ayaklarına, kayıtsız yatmaktalar.
“Bir esenlik mevsimi getirdim işte size,
Ama siz nerdesiniz? ” diye sormakta rüzgâr.
Yıldızları hedefleyen yöneticiler
Yıldızlara değilse de
Bulutlara ulaştırırlar ülkelerini
Alçaktan uçanlarsa
Daha da alçaltırlar o ülkeleri
Yerle bir de eder
Baharlar bir güler yüze benzerdi,
Mevsimlerin tadı vardı eskiden,
Yazlar yaza, güzler güze benzerdi;
Nedir ufkumuzdan çekilip giden?
Akşamları tenha yollarda serin
Bir rüzgâra verip düşünceleri
Biraz sarhoşumsu biraz delimsi
Ne hoş yolcuları olmak gecenin
Bal tutarken parmağı yalama çağı geçti,
Çağımızda bal tutan oyuyor bal kabını,
Felâket bir kıtlıktan çıkmış ayılar gibi
Son damlasına kadar soyuyor bal kabını.
Az gittik uz gittik, uzaya vardık,
Çağın gecesinde biz Ay’a vardık,
Geride bıraktık hep hayâlleri,
Gerçeklerle aynı hizaya vardık.
Bir de baktık, meğer yüzü çopurmuş,
“Başkalarının özgürlüğünün başladığı yerde
Bizim özgürlüğümüz biter” deniyor.
Çok doğru söyleniyor da,
Buradan yola çıkarak
“Başkalarının ihtiyacının başladığı yerde
Bizim ihtiyacımız biter”de dense ya.
Aşk kimine göre yüce,Tanrısal
Kimisine göre eski bir masal
Kimisinin aşkı sanat eseri
Kimininki sırf nalıncı keseri
İktidardaki siyasetçilerimiz
Sanatın sanat için değil,
Toplum için yapılmasını istiyor,
Sonra da şunu soruyorlar tiyatroculara:
“N. Fazıl’dan yılda bir oyun bile sergilemezken
N.Hikmet’ten niye beş oyun sergilediniz? ”
Öyle şen şatırsın ki
Bahar sana doyum olmaz
Yollanayım artık yaza
Tut ki kuşlardan biriyim
Dolaşan daldan dala
yeni şiirlerinizi görmek istiyruz.....