Bir trenci ailesinin çocuğu olarak 10 Ocak 1931 Cumartesi günü Samsun'da doğdum.Lise son sınıftayken geçirdiğim bir trafik kazası ömür boyu tekerlekli iskemleye bağımlı kalmama ve okul öğrenimimin noktalanmasına yol açtı.Hayat okulundaki öğrenciliğim devam ediyor.Kendimi bilmeye başladığım günlerden sonraki 15 yıl boyunca Türkiye'yi bugün nostalji konusu olan buharlı trenlerle çok dolaştım.Ve şiire biraz da o trenlerin hiç bitmeyecekmiş gibi uzayıp giden yollarından ve de insanda bazen sevinç,bazen hüzün,bazen de hasret duyguları uyandıran sesl ...
Ne mavi göz sadece ne sarı saç Atatürk
Tenden-bedenden önce bir iç Atatürk
Önder değil bize yalnız baş değil
Başımıza taç Atatürk
Sanatı her fırsatta överdi Atatürk,
Bunun çok örneklerini verdi Atatürk.
“Hayat damarlarından biri kopmuş demektir
Sanatsız kalan bir milletin” derdi Atatürk.
Çevre kirliliği denen hadise
Kirli kafaların uzantısıdır
Kafaların içi temiz-pak ise
Çevre de öylece tertemiz kalır
Gidip gidip yine dönerler bize
Göçücü kuşlara denktir mevsimler
Siyahı beyazı grisi ile
Hayat tablomuzda renktir mevsimler
Her kim ki Atatürk yolundan sapar
Boyundan büyük bir gaflete dalar
Bu yurtta Atatürk tekin değildir
Yolundan sapanı mutlaka çarpar
Türk'ün Türk'ten gayrı dostu yokmuş
Türk Türk'ün dostu mu acaba
Dostuysa eğer
Böyle dostluk düşman başına
Sende değil sevgili Atatürk
Emperyalizmde suç
Oldum olası emperyalist Batı
Seni sever mi hiç
Çiçek var rengiyle,biçimiyle hoş,
İlk bakışta kalbe dolan çiçek var,
Karşıdan sevilmek için oluşmuş,
Biraz koklayınca solan çiçek var.
Işık şölenini yel aldı artık,
Gün çaresiz güneş zavallı artık.
Renkler yenik düştü karaltılara,
Gölgeler ordusu çoğaldı artık.
Öyle bir yerdesin ki,ne kışın ne yazın var,
Ne geçici baharın,ne üzücü güzün var.
Çalkantılı suların ötesindesin artık,
Ne gözünde damla yaş,ne gönülde sızın var.
yeni şiirlerinizi görmek istiyruz.....