Yeni bir çağ açan Fetih’ten beri
Fatih’i, Haliç’i, Galata’sıyla
İstanbul dünyanın en seçkin şehri
Eyüp’ü, Vefa’sı, Hisarlar’ıyla...
İki kıta üzerine oturmuş,
Kedimi nasıl anlatsam size
Neresinden başlasam
Bilmem inanır mısınız
Gülmesinden başlasam
Her müzik kalplere böyle dolar mı?
Yaratır mı bunca heyecan canda?
Bizim müziğimiz gibisi var mı?
Renk renk, biçim biçim makamlar onda.
Benzer her biri bir başka iklime,
Solcunun parkası bıyığı neyse
Dincinin türbanı takkesi odur,
Belli bir kılığa girivermekle
Sanılır ki bütün istenen olur.
Güneş ısıtır dünyayı
Işıtır
Aydınlatır
Pırıl pırıl eder
Can katar canlara
‘Gökte milyonlarca yıldız olacağına
Bir gün ferahlatırsa,binbir gün sıkar hayat
Yorar düşünceleri,düşleri yıkar hayat
Yine de güzelleşir göç günü yaklaştıkça
Gözümüzde eşsiz bir şey olup çıkar hayat
Bana öyle bir yalan söyle ki falcı
Hiç yalan gibi gelmesin
Fakat aramızda kalsın sadece
Başka kimse bilmesin
Akşamları ne hoş manzara evler
Bir şehre karşıdan durup bakınca,
Açılınca sarı-sıcak lâmbalar,
Pencereler bir bir aydınlanınca.
Diyorlar ki
İnsan özgür doğarmış
Görelim şu özgürlükleri
Bakalım nelermiş
‘Barış olsun’muş,
‘Analar ağlamasın’mış.
İyi de,
Çanakkale’deki,
İstiklâl Savaşı’ndaki şehitler
Boşuna mı verdiler canlarını?
yeni şiirlerinizi görmek istiyruz.....