Kırıktım,
karanlıktım
Kış oldu, soğuk oldu
Ne kadar çok ses vardı
Sen geldin sükut oldu
Gözüme gözün değdi
Ağzımda zehir gibi bir acılık
Yine seni içtim dün gece
Yudum yudum
yine senli uykular uyudum
Atsan atılmaz bu sevda
Nedir bunca arayış
Nereye gider bu yol
Bu gemiler, uçaklar, bu insanlar…Nereye?
Bu telaş, bu ikilem, bu koşturmaca niye?
Bilsem ki yol sonunda bekleyen bir şeyler var
Nil yeşili bir inciydim senden önce
Niye çıkardın beni kabuğumdan?
Denizi gördüm, güneşi gördüm,
Sevdayı gördüm, düş pembesi
Sonra, bulutlara sarıp güneşi
Ayırdın beni umudumdan.
Bu güvensizlik nedir?
Bu kendinden kaçışlar,
Sığınmak kuytulara
Aynaya baktığında
yabancı bir sen bulmak,
daha güneş doğmadan
Cennette de olsan cehennemde de
Yalnızlıksa mevzumuz bence fark yok sevgili
Sınır karakolumda nöbet tutar gözlerin
Sensizliğimden öte bana Şark yok sevgili.
Kurulur her sabah nasip masası
İşlemeye başlar çekim yasası
Herkesin nihayet ne kadar tası
Nasip kefesine başka konur mu?
İster köyde yaşa ister şehirde
Yarım kalmış hikayelerin
kahramanlarının yaşadığı
bir ülke olmalı…
Dağlar yükselmeli dört bir yanında
sevgilinin duvarları kadar yüksek
Uzun yaşam sırrını buldum sayende
Çoook uzun olacak senden sonrası
Öyle tuhaf bir yerdeyim
Tek bir yaprak kımıldamıyor gönlümde
en ufak bir esinti yok
Bir yaz sıcağı kan kırmızısı
sarı sıcak bir halsizlik
Adımlarımı bulamıyorum yitirdiğim yerde




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!