Geride bıraktığım bir ömrün arkasında
Birçok mezar taşım var gelincik tarlasında
Bana yer var mı, dersen onların ortasında
Yürek sevmeye geniş, lakin gömmeye dardır
Sanma ki sevilene uyacak mezar vardır.
Öznesi yitik bir cümleyim artık
Giriş kısmında yarım kalmış paragraf
Gözlerin baştan sona düş kırıklığı
Gözlerin
yalnızlığıma edilmiş yemin
Şimdi sen...
İnce, narin, yıkılmış
Toplayıp çantana
senden ne kaldıysa
-kaldıysa birşeyler-
alıp avuçlarına
Bilir bekleyen kişi
dünyanın en zor işi
henüz yanıbaşında
duranı beklemektir.
Bilir isteyen kişi
Eledir çiçeklerin, bana hazanın düşer
Razı oldum son zaman, bir yeşil yaprağına
Gülüşüne râm olur cümle ehvan-ı beşer
Tohum olsam çürürüm, düşersem toprağına
Otursam roman yazsam gözlerinin rengine
Ellerin giriverir rüyalarıma
Bazen bir kuş gibi ürkek ellerin
Bazen atmaca gibi gönlümü kapan
Çocuk yüzüne inat erkek ellerin...
Sitemin beni tam kalbimden vurur
Soracak olursan
en çok kar soğuğunda
uzun yürüyüşleri seviyorum artık.
Ne baharın umudu,
ne neşesi temmuzun...
Yürürken kitap okumak güzel
Ey benim gözümün nuru
Ta nereden ses veriyor
Kendisinin tuzu kuru
Tutmuş bana ders veriyor
Hayatın çıkınca düze
Sarı-sıcak bir halsizlikti sensizlik
Kızgın güneş altında umutsuz, buruk
Ellerim kavruldu sıcak toprakta
Yüreğim kutuplar misali soğuk
Sana hasretimi getirdim ötelerden
Ne kadar büyüyeceksin daha
Daha ne kadar büyüyecek
Toprağını mı değiştirsek
Sanki yerin dar gelecek
Ne çok geniş, ne de derin




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!