Yılların yorgunluğu çökmüş omuzlarına
Yükselen gökdelenlere mahkum sülietin
Bir sığıntı gibi aralıkta duruyorsun
Viraneye terk edilmiş anılarım gibi
Sen böyle değildin..
Evladım,sen yatarken sıcak yatağında
Ben vardım sokaklarda köşe başında
Sen uyurken her gece nöbetlerdeydim
Hayaller kurardım senin yerine
Üzerini örterdim sıcak dualarımla
Mehtabın doğuşunu,kayan yıldızları
Bir seher vakti, Emirgan boğaz kıyısı
Hafiften efil efil rüzgarın esintisi
İnceden inceye yağmur, ahmak ıslatan
Emirgan sırtlarından yayılan ıhlamur kokusu
Henüz ağarmada, Beykoz sırtlarından tan
Bir ömür boyunca çalış çabala
Yorulup tükendiğin sana kalır
Ecel gelip boynunu bükünce
İki metrelik çukur senin olur
Katları üst üste diktirsende
Haydi artık rahat uyu,
Rahat uyu bir tanem,
Ben beklerim senin yerine
Güneşin doğuşunu,mehtabı,yıldızları, geceyi
Denizlerin dalgasını,sahile vuruşunu
Avuçlarım köpüklerini, sürerim tenine şifa diye
Bir çift kristal, benim gözlerimde,
Bir avuç toprak senin gözlerinde,
Volkanlar gibi köpüren potalarda
Bir avuç suya kafes, cismime ayna
Bulutların gözyaşları süzülürken
Yağmur ve güneş ;
Biri hüzünlü göz yaşları
Diğeri tebessüm dudaklarda
Anam kırmış dolap kilitlerini
Karıştırmış tüm defter sayfalarını
Bulunca sevinmiş mektuplarımı
Kim bu diye Kara Fatma’ya okutmuş
Adını öğrenince dile kolaymış demiş
Yazma’yı seviyorum
Anamın başörtüsü
Bir elimde kalemim
Yazma yı seviyorum
Hakkın emri var bunda
Hep kınanır olmuştum,
Bulunduğum mekanlarda,
Neden içmiyorsun ,hiç mi içmedin diye
Buluyordum her birine türlü bahane
Aslında içmiştim ilk göz ağrım ilk aşkımdı
Günde iki pakette yetmez olmuştu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!