Kurtulamadı nefsinden
Şeytanın vesvesesinden
Azrail tuttu ensesinden
Buyurun cenaze namazına
Hem aga hem paşaydı
Bir zaman sonra sende dersin ki;
LA GARDAŞIM
Ömür dediğin hay huyla geçiyor
Üste para verseler kov kapıdan
Sokakta bulursan alma içeri
Gökyüzünde uçuyorsun
Beni teğet geçiyorsun
Hasta sağlam demiyorsun
Söyle dohdur yabancın mıyım
Sağ bacağın çarkı bozuk
Bir gün değil, hafta değil ay değil
Yıllar geçti yol gözlerim postadan
Hergün dalaşırım iş yerinde ustamla
Bir evrakı vermek zor mu memur bey
(Bidat/Hurafe)
Gördüm;Mezar taşına tesbih asmışlar
Rabbini tesbih etsin diye ölüler
Kimi simli, kiminde ipek püsküller
Ne yapsın ki, sorguya çekilen ölüler
( Mektup)
Milattan önceki yılları hatırla
Arabaları çekerlerdi katırla
Yağ ,gaz,tüp kuyruğu katarla
Evde tütmeyen ocağı hatırla oğul
O’nu görmeliydiniz o, bir tarihi eserdi
Yoğurdu kesmez, demiri müthiş keserdi
Bir boğayı çengelinde asardı
Babamdan miras kalan bir balta
Bırakmadım onu kavim ile kardaşa
Hiç anlamazsın sözden,kötekten
İbret almazsın dilsiz köpekten
Saat onda kalkarsın döşekten
Miskin adamlar miskin evlatlar
Ne bulursan yer içer gidersin
Bir sabah erkenden çıktım yola
Selam verdim hem sağa hem sola
Yolda iki kişi gidiyordu kol kola
Erkek mi ,kadın mı anlayamadım
Mum,kibritin boyuna bakıp
Yaklaşmış usulca yanına
Uzayıp böbürlenmiş
Acımış kibritin haline
Demiş ;Nedir bu halin böyle
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!