yalancı bir bahar olsa da gözlerim
bir ben bilirim
hücrelerimde canlanır
Romeo ile Julıet'i utandıran
koca koca sevdalar
hangi katında yargılanacaksa gökyüzünün
En çok bendim isteyen
Çocuk olmanı ozan
Yaşın 18 olmadan
Büyümeni istemeyen
Şimdi makinalaraın başında adamsan
sen beni
umursanmaz uykularda arıyorsun
ve darmadağın buluyorsun
ben kendi sıcağıma hasret
denizsiz kıyılarımda
hüzünlü gemiler onarırken
Ters yüz ettim içimi
irin doldu gökyüzü
aah kendim
tutuklu mavi
kır çiçekleri
anarşist çiçekleri dağların
Kartal yuvalarında evcilleştirip yüreğimi
dizine baş koyan
uykularımı kandırmışım
gözlerimin arkasında ağıtlara sığınıp
dudaklarımda saklı sıcaklığını ısırmış
yaralar kanatmışım
Ağıtlarla doğmuşuz anamızdan
_______________tarlalarda
başak sarısında huzur bulmuşuz
höllük elemiş sarmışlar bizi
tenimizin toprağa benzemesi ondan.
Bu şiir Antoloji toplantısından önce karalama olarak yazılmış
pantolonumun cebinde okunmayı bekliyordu. Toplantıda
tanıştığım güzel insan Gökben Hanım benden yarım kalmış
bir aşk şiiri yazmamı istedi. Daha önce yazmış olduğum bu
şiiri ilk Gökben hanıma okutturdum. Şiirler ilgili beni cesaretlendirdiği için kaydettim.
Anadolu'dan Oğluna
1
Doluyum oğul anayım
Sızı düşmüş memelerime
Çok uzak yollardan gelmişim
Bu kent
en derin uykusundayken
soz asılır dil susar
tutma ellerimden
ellerinden ellerim kanar
Namlusunu bilmeyen
Deli bir fişek olsaydı
Bizim çocukların sesi
ve tetik düşseydi
Bu çarka kaptırmasaydı elini
kanatmazdı yüreğini
söz sessiz bir isyanla genişletiyor deltasını..güçlenerek akıyor içimize...dönüp vuruyor kendi gerçekliğini..inadına bir başkaldırı bu...güçlü dinamiği şaşırtıyor...gören gözün kılavuza gereksinimi yok...deliliğin daim olsun şair