Ardahan ın küçük bir köyünde doğdum. Doğum günümü bilmiyorum Anadolu nun değişik bölgelerinde geçti çocukluğum. 1987 yılı İstanbul da yaşamaya başladım. Erciyes Üniversitesi İİBF mezunuyum. Şiire olan ilgim çocukluk yıllarımdan geliyor. İnsan yüreğini acıların olgunlaştırdığına inanıyorum. İnandığım ve inanmadığım başka şeylerde var.
Bir sürü iyi ve kötü alışkanlıklarım bulunuyor.
İçimin taşlanmış biçimlerinden
hüzünlü türküler ezberledim
ben geldim diyebilmek için sana
tarıfsız yollardan geçtim
Babil krallığından sürgün
Nasıl dinmesin ağrım
Geceyle söyleşip
Dilce kanamış
Ak kağıda aklını dayım
Kim bilir kaç yaralı ceylanca yaşı
Ben sevmek nedir bilirim
cehenneminden geçtim
elvedaya layık değilken yüreğim
çakıp gözlerimi kapılara
çok bekledim
A. Varoğlu na
_____________
Canıma Düştün Sevgili
kanıma girdin
Balık yağından gözlerin vardı
bir seferde yutulan
ağır kara saban gibi bir yürek
sürdü gözlerini
büyümedi aşk.
Eylül geliniydi o
Zemheriye düşmüştü etekleri
İki mavi isyana vermişti yüreğini
Kim bilebilirdi ki
O maviye bakarak solacak gözleri
De ki
değirmenden çıktım
ülkemin çalınmış buğdayından
un yaptım
beyazım ondan
görmezmisin kör olası
Kentlerde yularsız bir insan yüzü
..................karlı dağlara
..................dumanlı yaylalara hasret.
Budaklı bir çınar yüreği
.............................dikenli
İnceldiği yerden kopmaz
kelimeler dudaklarında
zarı soyulur dilin
söz susar
usta işi bir bıcak
dokunsa yarasına
Ateş ettikten sonra
nişan alıyor adam
Balık oltaya takılınca pişman
Ne acaip dünya bu
söz sessiz bir isyanla genişletiyor deltasını..güçlenerek akıyor içimize...dönüp vuruyor kendi gerçekliğini..inadına bir başkaldırı bu...güçlü dinamiği şaşırtıyor...gören gözün kılavuza gereksinimi yok...deliliğin daim olsun şair