Vuruldu Tokatta toprağı kana buladı
Anaların, bacıların yüreği yine sızladı
Baba ocağından birliğine daha yeni vardı
Bayram dönüşü şehidim sevdiğinden ayrıldı
Bu gün benim kalemimden kanlar akar
Sensiz ıssız gecelerde keder salarım
Her akşam tavana bakarak ağlarım
Yokluğunun zehrini içime dökerim
Üzüntümü sineme çekerek ağlarım
Ne zaman senin resmini elime alsam
Birden bire bağladın kanadımı kolumu
Kırıverdin benim hayal dolu umudumu
Sevdiğimle ne güzel yaşam sürüyordum
Dert nedir bilmez iken dertlere boğuverdin
Bakma o duvarlara sen bir şey göremezsin
Küçük yaşta tanıştım seninle
On altı yaşında ev bucak kurdun benimle
Yirmi yaşında bir evlat verdin bizlere
Mutluluğu beraber paylaştık canım sevgilim
Müşterek hayatı anlayan sensin
Daha lise yıllarında tanışmıştık
Bu işe çok heyecanlı başladık
Küçücük bir odada bir birimizi tanıdık
Aşkımızı nede çabuk gömdün Ayşem
Bir hafta bir yıla dönmüştü sanki
Daha küçük bir çocuğum evlendirdiler beni
Yirmi yedi yıldır çekerim çileli ömürü ben
Doğduğum günden beri evli bilirim kendimi
Gülmedi yüzüm şu yalan kahpe dünyada
Yinede kırılmadım kimseye hayatı sevdim
Dinle dostum bu sözlerim sanadır
Ölümsüz nemrud’un varmı gölgesi
Topraktan geldik dönüş kara topraktır
Tapud’un içinde bir ömür üç metre çaput
Bak komşun aç iken sen tok yatarsın
Gideceğimiz yer bir gün mezarlık
Ecelle olur mu hiç ölümle pazarlık
Fayda vermez artık bin pişmanlık
Gideceğimiz yer bir gün yine mezarlık
Zalim olup da kırma zarif gönülleri
Dışarıda lapa lapa kar yağıyor
Benim içim onun için yanıyor
Bir gün görmesen aklım çıkıyor
Her gün onun için saçım ağarıyor
Bir gün kapı çalındı içeri girdi
Koca dağdan sabah güneşi doğunca
Sarışın güzelliğin hep beni boğuyor
Buruşur ellerimin derisi seni görünce
Ruhuma çarpıntı veriyor hep hayalin
Senin sevgin gönlümde çağlayarak geçer
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!