Tarçın kokan bir yağmur yağdı bu gün.
Hayatı sevmeye bir sebep daha damladı.
Geride kalanlar, gerilerin olsun.
...Ve gerilerin olsun,
yetişemeyenlerin düşleri.
Göz yaşlarım kuruduğundan beri gezginim.
Sahte taksim sokakları oldu yeni sevgilim.
Aznavurun hırpalanmışlığında bir eski giysi.
Annemi özler, gözlerim dolar, ben ağlarım, taksim susar.
Yorulmuşların gözlerinde yok ki yeni dünya.
Karamsar kızlar tiyatrosu.
Yüzünü kendinden de sakla anne.
Gecelerimde gözyaşı.
Gündüzlerimde korku.
Varolduğum için sağol anne.
O Kas Kafana Susamlı simit messon
İyi dinle sözlerimi eğer anlamıyorsan
Yorum yapma İstanbul bizi dinliyorsan
İşte yine geldik daldık dar sokaklara
Selam oldu bir tokat bütün salaklara
Yaşa, eşe, aşka yok saygın
Anlamın yok ya ne bu kaygın
Yok mu ötelerde senin dengin
Utancından yüzüme bakama ölüm
Ağladığımı gördün de mi güldün
Hayat bir sınav, al sana kopya
Dişlerini fırçalada işlerin ras gitsin
İşlerini sallama yoksa kovulursun
Soğursun, yaşamaktan hayattan
Atılmak olmaz ki insan nasıl durur ayakta
Hayatta olmaz dedim pazarlık etme ruhumu
Arzunun şıllığı çığlık attı.
Sağır oldu ahlaki değer abla.
Kalender abi koşarak kaçtı.
Ver diye inler elleri açıp ta.
Kuşkucu kumru yere tükürdü.
Gitsen çok üzülmezdim sırtını görseydim.
Bir kuş mu oldun, yoksa çiçek misin şimdi?
Ellerim üşüdü ısınmıyor sen tutmayınca
Ben inanmıyorum, ama herkes aynı şeyi söylüyordu…
..küçük kız öldü, küçük kız öldü.
Et yığını
Utangaçlar kıskacında sevgi sözcükleri.
Ellerinde tek kalan sahte yüzleri ve maske.
Etrafımı saran et yığını.
Hangi anne doğurdur sizi?
Göz göze bir bakış.
Bir tatlı söz, suyu çekilmiş.
Bir damla yaş, kuru pınarlardan boşalmış.
Ve gidişler ah o gidişler.
Dün sabah yumuşak nefesli bir günaydın dın.
Umarım bazen gerçektende acıtmıştır yüreğinizi bazı şeyler...Almak istediklerimiz aldıklarımız daha niceleri yük sırtımızda....eminim sizinde vardır sırtınızda yükleriniz...belki bu şiirleri yazdırabilmiş belkide öyle hissettiren....