Düşlerimde üşüşürdün başıma,
Üşüdüğüm anların sıcağıydın sen!
Bir başka itmiştin beni aşka.
Çocukluktan kalan kokularla.
Kaldırımda kandırdım kendimi.
Aynada somurtarak önemli sandırdım.
Yürüyen kalabalık ve kaldırımda kandırdım.
Çocukken büyüyecek ve değişecek sanırdım.
Ve çok önemli biri olacak.
Çığlık atan gecelerin kalıntısında ruhum.
Bir bar köşesindeki kırık cam parçası.
Bir sigara bitiği sahibinin izlerinin kırmızısı.
Hüzünlü bir içki kokusu, dudaktan firar damlaları.
Ve ayıklığın hüznünü taşıyan şikayetçi haykırışlar.
Yüzümü boyamaktan vaz geç gurur.
Hıçkırıklara boğma kırılgan vicdanımı.
Kaçacak ve saklanacak yer yok sirke arısı.
Hızlı akan kanın çoşkusundan öte değil bilirsin,
Bacak arası tapınağı.
Küçük hedefleri övme bana
Senin renklerinle boyadım yüzümü.
Bana ait olan tek şey şiirlerim.
Hatıra beyazı bir deftere karalanmış.
Nefretin yeter küfretme güne.
Sıradan bir yaşamın sırasında bekleyenler
Uzun kuyruklar var kaçanlar treninde
Uzun koşup kaçmalara hevesli küçük ciğerler
Bakıp kalakalmış terk edemediği zincirine
Göklere haykıran o titrek nemli gözler nerde
Karanlıktan çık yüzün görünsün.
Seni görenlerin ödülü söz olsun.
Gün ağarır kalabalıklar dağılır.
Küçük dağlarınla yalnız kalırsın.
Karamsar bayramına umut kurban eder
Deniz dibi kör mavi.
Sen unut yeter ki dünü.
Güneş doğar kanlar kurur.
Sen unutursan
Güneş hatırlatmaz.
Başkalarından duyduğum bir sabah daha,
Gecelerin koynunda uyuya kalmışım anne
Göz göz dolmuş ceplerime yaşlar, gizlenmişler
Hüzün müymüş gözünden süzülen yaşmıymış?
Durulduğum an duyulan bir siren sesi,
Kara bulutlar aldı güneşi.
Yıldızlar gözlerime çöktü.
Pencere aralarından gördüğüm kadın.
Bilmediğim bir arabaya bindi.
Hangi yanaklarda tenin anne.
Umarım bazen gerçektende acıtmıştır yüreğinizi bazı şeyler...Almak istediklerimiz aldıklarımız daha niceleri yük sırtımızda....eminim sizinde vardır sırtınızda yükleriniz...belki bu şiirleri yazdırabilmiş belkide öyle hissettiren....