Sorma küçük adlarımı
Benim bir sürü adım var
Askıya astığım paltolarım
Ve buzlukta yeni suratlar
Sevgi dolu babasıyım evde
Bir damla gözyaşıdır kadın.
Ulaşamadığın anlardan süzülür yanaklarına.
Gerçek erkek geri dönüp savaşır.
Eksik hormonlu başlamadan vazgeçer.
Bir kılıcın kanıdır kadın,
Uçan böcek olmak isterdim.
Aşık çocuk olmak.
Düşen damlaya ağlayan.
Aşık çocuk olmak.
Bir uçak olmak isterdim.
İsimleri unutulmuş adamlar.
Ve kafadan atlamış intihar düşünceler.
Taze gömü çoban mezarının otlarını yiyor.
Akılları kırpılmış koyunlar.
Eski sözler koşarak gitti.
Sevdiğin papatyalardan öldürdüm bu gün
Bir demet papatya kanına bulanmış ölü verdim sana
Kucakladın, sevgiye boğuldun
İçine çektin kana bulanmış papatyaları
Ardımızda gözyaşları içinde boğulan
Bir şeyler fısıldadı sokak az önce,
Bir şeyler gösterdi, eli küçükçene.
Bir paket mendile sığmış atan bir yürek,
Ve belkide koca bir hikaye gibi gülümseyenlerden.
Sen; şimdi yaşlı bakışlarına sorsam söylermi?
Dilimde tuzlu bir peynir tadıyla bol buzlu bir rakı içesim var bu akşam.
Birini bekleyen yanlız adamlar lokalinde bir büyük şişe arkadaşım.
Süslü sözlerle konuşan yaşıkırklı dostum boştu,
garson sordu, götürdü.
Bir çift anlamlı sözüm vardı, tutamadım dudaklarımda.
Verilen sözler mezarlığında bir gül.
Bir gün bile geçmeden yiten sözler mezalığın da.
Ölüm uzak diyen yalancı kuklalar.
Yine çocuk şarkılarımı getirdiniz bana?
Karanlıklar çökeli dolu gözlerim.
Çamurlu sokaklarda sarı papatya.
Dumanların arasından pembe dünya.
Aşağısı yandı yukarısı duman.
Anne yalan baba yalan sen yalan.
Dönüşlere tutunmuş düşenler.
Yalanla beni
Yasakla geceleri.
Kapalı kapılar çığlığı ol.
Çekip git sıcağımdan.
Üşüdüğüm düşüm ol.
Umarım bazen gerçektende acıtmıştır yüreğinizi bazı şeyler...Almak istediklerimiz aldıklarımız daha niceleri yük sırtımızda....eminim sizinde vardır sırtınızda yükleriniz...belki bu şiirleri yazdırabilmiş belkide öyle hissettiren....