siirtin kenar mahallelerinden birinde (ulus) doğmuştur.ilk orta ve lise oğrenimini siirtte tamamladı.yuzuncuyıl universitesi matematik bölümünden mezun olup işssiz kaldı.yerel gazetelerde koşe yazısı yazarak hayatına ekmek peynir ve su ile devam etti.bi polar hastalığı olan şairin bugune kadar dikili ağacı olmayıp yaptığı herhangi bir işin sonunu getirememiştir.rezilce ve sefilce yasamanın en güzel orneklerinden biridir.ne yazdığını bilmediği yazılara şiir adını vermiştir.kendisi halen yasamakta...(utanmadan)
Bir kız çocuğu sığınmış yoksulluğuma
Yoksulluğa sığınır mı hiç insan
Ağlamak üzere elinde ki bıçağa
Kanla karışıp mahsumluğu öldürecek bu yaşlar
Bu bildiğimiz kan ve hiç kimsenin bilemediği göz yaşları
Ersin onyedi yaşında henüz
Yaşanmışlık adına yok yaşanmış bir sevdası
Hep dem doldurmuş diyafondaki sese
Üç çay biri demli olsun
Hep dem doldurmuş hep dem serpmiş taze yüreğine
Boşalmış bir sandalyenin zevk çığlıkları düşecek sokağa
Birazdan bir pencerenin en adi romantik köşesinde
Gözü kara öyle bildiğini yapan
Alnında ter başında ıslanmışlık, öylece bakacak yukarıya
Naletini okuyacak bir köşeden pencerenin en adi romantikliğine
Gün geceden sıyrılmış, ben gecelerin düşündeyim hala
Uzanmışım yatağıma bir kaç mikrobun ateşinde
Gözlerimi açamıyorum ve uzakta yanıbaşımda saksım
İçinde mavi gözlerden bir kadın, kökünü salmış yeşile
Nazlı nazlı bakıyor sevdiğim yüzüme en az balkonda ki köpek kadar
Hafta sonlarından söz ediliyor artık
Ne zaman uzansa ellerini bir el tutuveriyor
Eski utangaçlığı yok artık
Ne diyeceğinin telaşı erimiş bir çayın sıcaklığında
Sinemaya gidelim diyor bir el diğer elin buharında
Gözünü yumup anlatıyor elli sene önce askerliği tüyü bitmemiş küfürler dilinde
Türkçesi yokmuş tercüme ediyormuş Vanlı Ahmet, Erden Çavuşa
İşçi olduk asker olduk,öldük kaldık ne olduysak olduk, kendimiz olamadık
Biz mi istemedik elbette onlar değil, başkaları bırakmadılar
Kimdirler nedirler anlatılmadı anlaşılmadı
Biz bizden geçtik, biz siz onlar olduk
Başından sırtına hafif bir kuğuluk
sırtından beline bir kavaklık
belinin ayaklarına değdiği yerde biter bu durgunluk
Doksana yakın bir açıyla dağlar iner ayaklarına burdaki kızların
O görkemli çoğu meyvanın bulunduğu bahçenin sahipleridir
Bir bakire ağlayacak bu gece
sakın kanmayın gözlerine
günahı var günahlardan beter
el değdirmem o beş para etmez bedenine
satlığa çıkacak ki bir ruh
Sol ayağının üstünde sarhoş olmuşsun
Duyurmak imkansız, çocukları sokakları
Ekmek yiyiyor bir tencereden bacım
Uzaklardan duyduğu ses ayaklarınıza dönüp çarpsa
Beklemenin sıcaklığı kapıda, yok artık vazgeçmek bu yolda
Bir türkülük yolumuz var ekmeğimizden evimize
Günün yorgunluğu ter toz içinde sırtımızda
Çavuş görüldü mü aşağıdan hızlanır tırpanlar ufalmaya başlar dağlar
Sabah altı öğleden sonra iki ve yevmiye milyon yirmi iki
Gece onbir olmuş güneş hala kafamda sanki ağrısı bitmeden yarın doğacak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!