Yüreğinde mavi olmak var, dağ kadar bir mavi
Çöküp dizlerimin üstüne yalvarasım var
Batacağı kadar batmış denize, bakabileceği kadar yükseğe
Öylece durur gözlerim, üstüme taşacak denize
Sallanmışsa bir çocuk dalgalarda ve kaymışsa dağdan aşağı
Koridoru yankısız seslerle dolu
Fısıldaşır beyazlar içerde kimin nereye gittiğinin ne önemi var
Anlatılıyor son demler geride kalan ebeveyinlere
İki kelime arasına sıkıştırılıyor kader, yaşar yaşamaz
Cep telefonu almış eline soytarı yüksek ses ile konuşuyor, pahalı bir marka
Ezanlardan sonra başlıyor çöp kamyonlarının sesleri burda
İman dolu temiz sokaklar bırakılıyor insanlara yeni doğacak gün için
Her seferinde kirletiliyor kimi zaman iki elin kirli yakasında
Her zaman ayaklar altında
Utanıyorum yazmaya sevda sözcüğü ve yalvarmam yalandan daha az ibaret
Bir karınca kurumuş kavun kabuğundan son nasibini alıyor
Yol uzadıkça uzuyor dağlar büyüyor ben küçülüyorum
Toprağa söndürüyorum sigaramı daha da ısınsın altına gireceğim yer
Sene ikibin yedi ve hala bir sıcaklığı var dünyanın, hatta küresel bir sıcaklık
Karşımda alay onun karşısında dağ, alayımın içinde asker dağımda yoldaş
İsmini bir odanın frekanslarından ezberliyorum Serpil hemşire
İnsanın ölesi geliyor senin elinde
Hikaye kalır filim şeridi, senaryo taşmış gözlerinin önünde
İçimde sıcaklık kırk iki derece, sevda sözcüğü değil bunlar henüz erkan
Gözlerinle hasta olmanın farkını tattım
Vurupta sevdasını erimek buna denir işte
Yaşadıkça sevdasını, erir toz duman içinde
Bİr iz bırakır sadece, kolay silinen bir iz
Değdiği yerde sevgilinin teninde
Küçülmüştür önemsenmeyecek kadar
Diyaloglar arasına sıkıştırılamaz iman alnın secdeye vardı mı
Havalanır seccade, hafızan silinir ileriye ve geriye doğru
Anadan doğma bir çocuk olursun bağı hala koparılmamaş
Yavaş yavaş hatırlarsın Kalu Bela denilen yeri
İşte o an hiçbir diyaloğun açıklayamayacağı damlalar süzülür yanağına
Elime çaresiz bir tavşan alıyorum.
Annesi o kadar da uzakta değil burnu bi aşağı bir yukarı gidiyor.
Dalgaların eşliğinde eve götürecem içimde vicdani değil doğal bir muhasebe.
Belki de iyi olmuştur kalmıştır diğer kardeşlerine aş doyma oranında.
Heyacanlanıyorum çocuklar gibi.
Sahipleniyorum tavşanı sanki tanrı benmisim.
Geceleri merak edilmez yüzüm
Nerde hangi sokakta hangi sevdaya yansır bir ben bilirim
Dertler meclis kurmuş ben bile unutulmuşum
Dert edilemeyecek kadar basit ucuz sıradan kıyafetler giyenmekte
Üsütüme çeki düzen vermeyeceğim işte
Korkusu ciğerinde adam eli sıkı mı sıkı kapalı
Üstüne beyazlar çkmiş zaman o anı bekler o an
Etrafında çoluğu çocuğu yarına kalmaz gibi duruyor bu adam
Ağzında ağrıdan sızıdan diller ne yapacağını bilmez beyazlar içinde hemşireler
Asırlık eşi kendisini bekler, elinde serum sallayamaz elini geride bırakırken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!