Bir derde büründüm,
Bin ah ile duyurdum feryadımı,
Derman umdum zehirlerden,
Balımı zalim ellere bıraktım.
Gülümü sakladım,
Neydi ufukta parlayan kızıl alev?
Geceleri haykıran neydi?
Karanlığı yırtıp yeryüzünü aydınlatan,
Bir anda sevdaları yok eden neydi?
Kalbin çarpıntısı kimeydi?
Dağlar inliyor,bu nasıl ayrılık diyor,
Ağladıkça gözler,isyanın sazını çalıyor yavaştan yürek,
Gökler şakırdıyor,yıldırımlar yağıyor kayalara,
Lambalar yine de yanıyor arsızca karanlık kuytularda.
Arkama bakmadan gidiyorum,
Sen değilmişsin,
Yağmurlarımda şimşek olup çakan,
Yollarda ki hanlar,
Zehirlerde ki şerbet sen değilmişsin.
Susuzluğumun yangınlarında ki alev,
Uykusundan kalktım aşkın,yorgun ve şaşkınım,
Yok oldu rüyalar,hayaldi güzellikler,
Aşkın dünyasından biletsiz gönderildim acılara,
Uyumak istiyorum,artık çok geç.
Uykusundan kalktım aşkın yorgun ve şaşkınım,
Bir meçhulde kaybolmuşum,
Meçhullerde yürüyor,arıyorum hayatı.
Bazen rüzgar olup kasırgaları koparıyorum,
Bazen de eksik olmuyor,
Ayazlar dumanlı başımda.
Ne kardeşliği! Hangi kardeşlik! Türkün Türkten başka kardeşi yoktur.
Elinde Molotof, kafatasında çürük fikri olanın mı kardeşliği.
Milletimin sırtında asırlardan beridir kalbur olanmı kardeş,
Uşaklığını yaparlar sömürgecilerin altına yatanlardan mı kardeş,
Türk bayrağının altında cenabet yatan sinsilerden mi olur,
Düşmüşüm,düştüm işte yokluğuna,
Düşmüşüm uzak karanlıklarına,
Düşmüşüm,düşmüşüm zindanlarına,
Senin yollarına düşmüşüm,düşmüşüm uçurumlarından.
Yalnızlığıma düşmüşüm,yokluğunda var olan hayalinle,
Fırtınalar kopuyor,ölümün kol gezdiği uçurum kenarlarında,
Ilık,serin ve sessiz bulanık sular var sağ yanımda,
Raks ediyor sol yanımda, hayal ettiğim saçların,
Tutunacakken sana,bir su gibi akıyorum.
Sen varsın ve yokluğun puslar arasında,
Bi çare geçti naçar ömrüm,
Aklımdan gitmeyen bir sen oldun.
Çaresiz bekler gözlerim yollarını,
Tutulmaz bir çiçek ve koklanmaz birgüldür hayalim
Hayalimdeki güzeliğe sarılır umutlurım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!