Kaç zamandır yaşlı gözler nöbette
Göz yaşımı sileceğin yok senin
Ne kusurum oldu sana hürmette
Kıymet verip seveceğin yok senin...
Dağlardan su indirdim senin için
Gidiyorum
Bir daha karşına çıkmam bunu bil
Bir kara yazıyı siler gibi
Sil yüreğinden beni, sil!..
Git eylül
Sen hiç böyle hoyrat davranmazdın
Yakıp kavurup, yürek dağlamazdın
Eylül olsan böyle karalar bağlamazdın
Git şimdi, eylül efendiliğinle gel...
Bir eylül sabahı çektin de gittin
Seher yeli gibi estin de gittin
Ey, benim gözümün nazlı karası
Selamı sabahı kestin de gittin...
Eğme be çehreni, asma şu yüzün
Bitsin karakışın, bitsin şu hüznün
Keklikler ötüşsün, şahin süzülsün
Karakaya’m gönül dağımsın benim
Bırak sularını yer gök çağlasın
Kocayayla’dan esen seher yeliyim
Çarık bağında açan yaban gülüyüm
Tavşancılı sırtında oğul balıyım
Kayapınar suyunda, yarpuz dalıyım
Vatanım vatan, kuru toprak değilim...
Kanat açtım nice gölden
Dem aldım şu esen yelden
Vedalaşıp gonca gülden
Başım alıp gidiyorum...
İYİ
Herkesin iyisi farklı
Herkesin kötüsü farklı
Anladım
Kalp farklı, yürek farklı
Anladım
Bu kaçıncı bayram, hâla dönmedin
Dağ taş seda verdi, sen ses vermedin
Gözlerim kapıda, açıp girmedin
Karagözlüm bu bayram da gelmedin
Nice bayram geçti, yüzün görmedim
Portakalın göle saçmış kökünü,saçağını
Çamların denize dökmüş dalını, yaprağını
Arılar imbiğinden süzmüş nefis balını
Ne muhteşem, ne şirin bir beldesin Köyceğiz...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!