Dikkat et, yürüme ha yol ortasından
Ya sağından yürü yolun, ya solundan
Çarpıp bir çalıya bindirirler oğlum
Sakin seyret sökülmesin pantolonun
Söküğünü pek fena dikerler oğlum
Sormuştum birgün sana
Ne pişirdiğini
Demiştin sen de bana
“Aşkımızı pişiriyorum iyi mi?
Biraz acılı oldu ama,
Hatırım için yersin değil mi? ”
Torununun adını Helin koyduk
Nevin değil, Helin
Kökünü, kökenini hiç sormadık
Anaya babaya hiç danışmadık
Eş, dost mu;
Ne mümkün hiç konuşmadık
Bu adam kim diye soruyormuşsun
Derbeder halime gülüyormuşsun
İnsan eserini hiç tanımaz mı
Beni bu hallere sen koymadın mı
Kırık aynalara benzettin beni
Ufuklara daldırıp kara gözlerini
Beni arama yavrum
Boşluklara uzatıp minik ellerini
Beni bekleme yavrum
Ben, silaha sarıldım, sarmaşıklar gibi
Nöbetteyim, bayrağı bekliyorum
Silinmez kalemle yazılır yazın
Değişmez sırası oğlanın, kızın
Bilinmez ki vakti, bir gün ansızın
Hayata sımsıkı sarıldığın gün
İlahi bir rüzgâr savurur o gün
Bu şehirde
Karanlığa açılınca perde
Gözlerim geceye sarılır
Bir infirat oyunudur oynadığım
Susmuşum, sinmişim
İnzivaya çekilmişim
Kar düşer papatyanın üstüne
Üşür kırlangıçlar
Islanır çimenler,durur salıncaklar
Hevesi kursağında kalır çocuğun…
Kar düşer şakağımın üstüne
AB-I HAYAT
Ab-ı hayat dökülseydi şu semadan
Göğe merdiven dayardı ruhsuz beşer
İnanan medet umar mı avantadan
Onlar, suyunu helal kaynaktan içer...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!