Dostum ne bu hal böyle
Yorgunluk bıkkınlık yapışmış üstüne
Akbabaların gözleri hep üstünde
Çalışır çabalarsın yaranamazsın bile
Verdiği asgari ücret bak şu densize
Üstüne üstelik konuşur ha bire
Kara gözlü suna
Meftunum sana
Koyma beni gama
Ölüyorum sana
Gir koluma
Gidelim kordona
Gözlerimde canlandı askerlik günleri
Yıl bindokuzyüzyetmişsekiz Nisan ayı
Polatlı Top ve Füze okulu
Dediler oldun okul onbirincisi
Onuncu olamayınca çektik kurayı
Görev yeri 10.Piyade Tugayı
Oniki yaşında teslim ettiler sana
Hiç ayrım yapmadan üç çocuğunla
Birde bana
Of demeden baktın Hala
Hakkın ödenmez senin
Ne zorluklarla okuttun bizi
Çekti hatıralar koyuldum yola
Bu Pazar buldum kendimi Telli Baba’da
Dualar ediyor insanlar teller toplanmada
Dualarımın öznesi sensin hep aklımda
Beraber kaç kez geldik güzelim hatırla
İnanırdık Telli Babanın tılsımına
Bir gün akşam işten geldim eve
Çocuklarım karşıladı beni
Bir istekleri var benden bakışlarından belli
Büyük kızım her zaman diğer ikisinin temsilcisi
Baba dedi Mehmet Tren istiyor.
Şaşırdım ne treni
Çeşmeden geliyor Türkmen güzeli
Bir elinde helke bir elinde testi
Başındaki oyalı yazmadan sarkmış zülüfleri
Çok güzelsin Türkmen güzeli
Delikanlılar çeşme başında sıralı
Hepsinin yolda gözleri
Karadır gözleri
Anlam yüklü bakışları
Manalıdır sözleri
Bir başkadır Türkmen kızları
Tarlada bağda bahçede
Üçobalar, bir tepenin eteklerinde
Bozkır ortasında doğanın kucağında
Sarı sarı buğday tarlaları bezenmiş köyüm
Yılkıcı'nın yeli, amansızdı yakar kavurur beni
Öte yüzü, üç deresi, teke deresi
Açlıkla yoğrulmuş bedenler var burada,
Yoksulluk bir gölge gibi düşmüş sokaklara
Çocuk elleri, oyun değil, iş tutar kara dünyada,
Fakirlik kambur gibi, omuzlarına binmiş yük insanlara
Gözleri kamaşmış umutlarla dolu değil, yorgun bakar etrafa
Sömürülen emeklerle dikilmiş binalar var her köşe başında,
Teşekkürler Kardeşim
Başarılar ??