Kuyudan ovaya boşanır
Sabahın şafağında
Kovalar dolusu
Dağlardan süzülmüş
Gözpınarlarından akan
Doldurulmuş dondurulmuş
Yıldızlar da taş yürekli soylu son
Sabahlar alaca karanlığında
Anızlar da yaş sürekli köylü son
Sabahlar olanca hayranlığında
Tartar cihanda tek düşman bakışı
Varlık padişahının ihsanı geldi
Seyran ederken dünyayı
Kurtulmadan feryad eder
Hayran hayran durur
Anlamazsın daralan yanını
Kıskanır görürse kalbinde meyil
Alemde biz kimiz
Sorusunu sorsalar her daim
Dolaşıp duranlarız
Der geçer giderim
Cehalet konağına şöyle bir yan bakar
Orada ne yıldız parlar ne rüya
Parlayan yüzünü döndürür aya
Ahında dünyalar var canında can
Sararsa dörtyanını anında yan
Vehmine daldı kalbim
Dönen tepemde ki devranla
Derdine daldı kalbim
Yanan ateşinde ki sıcağınla
Savrulan yanlarımda
Vehminle yaşadım sanma
Arındı yüreğim şekten şüpheden
Tersyüz oldu cenah
Karşı yürüyüşe geçtiler son teknolojiyle
Yüzgün içinde olur sandım
Yüz adam istediler
İlgiyle birleşen yollar
Yeniden yol bulur
Açılır kaybolur benliğinde
Düğümler atılır
Kurt'un ağzına
İlmik ilmik çözmek gerek
Unutma sırası bende bu yıl
Yaşadıklarımın bir kısmını yoksaydım
Zannım anlık titreşimler kaldı
Dışardan gelen tınılara kapalı
Baraj kapakları ağır açılır
Sular birikince anılır o zaman
Bir sınama bir yanılma
Belirsiz gibi duran hasretim
Sevgide dev yalvarışlar
Hüzün kaplar içini
Fırtınalı günün akşamında
Uzun olur geceleri böyle zamanlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!