Hayallere kapılmış toprak
İçinde ki zalimi anlat
Yahut cevherini sun
Üstünde yürüyen taşlara inat
Sade bir dünya
Aynalar sandım dört yanımda
Baktığım yüzler ötekileşmiş
Keşiş dağı kadar büyümüş
Sosyete görüntüsünde köyden gelmeler
Benzemez yürümesi
Fırtınalar koptuğunda yüreğimde
Başım alıp gitmek isterim
Hayallerin yokluk denizlerine
Üstüme örtecek hiçbirşey almadan
Sessizce sensizce demenin anlamsızlığı
Derinliğinde varlık hissinin
Nazlana nazlana ritminde kalbin
Şehrin sönmemiş ışıklarında
Caddeler kadar uzak ara yerler
Aklım naz çekemez
Tutmayan sonuçlarda
Küçük büyük birşeyler
Ateş yakmaz korkularımı
Çünkü ölümü ateş yakmaz
Çünkü özgürlük sınırlı değil
Yakan kan renginde bir gül
Sözlerin gücü tutsak kılar
Ayrılık vakti kavuşmanın içinde
Dönülmez bu yolda zamanın içinde
Söndürür ateşi yanmaz ve tüterse
Gelinmez kirlenir yumanın içinde
Eskiler dikilir oynatır sevinç
Gün akşama yaklaştı
Mevsimler güze
Giden atlılar hala dönmedi
Koşarak burdan geçtiler
Yosun renginde saklı
Zehirden ve şekerden geçmeli
Yeryüzü renklerinden sıyrılmadan
Tek renk tek söz tektir
Vücut varlığında esas yok
Ve varlığında vücut bitiktir
Ve darlığında hayat
Bir görüş bir ihsan
Kapında durur
Kavrar elleriyle
Deste deste
Bir gönül bir hayal
Ey bahtına yol düşen
Senden ırak duran devran
Yürür yüreğinde sonsuza
Ansızın acıtır her varoluşunda
Soluklanmadan
Solukla sınanmadan asla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!