İnsanların büyümüş çocuklar olduğunu
Çocuklar arkadaşım olmadığında anladım
İnsanların çok şeyi kumbaralarında sakladığını
Benim var olduğunu hissedince anladım
Gecikmedi gelmekte gözümde ki yaş
Yürürken taşa takılan ayaklarım
Fırtına çıktı bizim dağda
Kar karışık
Düğüm attım kayalara
Kar barışık
Mağaralar sığınma yeri
Zerreler güneş gibi
Okyanuslar damla
Göçük altındayım ne olur anla
Göç var özgür diyarlara
Sabahtan akşama emin
Sabahlar gecelerden korkmaz
Sol yanım da ateş sağ yanım su
Sürüp gider
Farklı tempolar tutturmuş insanlar
Sindire sindire
Bölük bölük hırslarının yolunda
Yakan ateş sadece yüreklerinde
Sonsuz dergaha elim kavuşmaz
Dolaşır her yanını dokunmadan
Sindirir içine akıtır zamanı
Tutuşan yanından gelen iniltiler
Yokluğunu tattırır uzaklığında
Sabah buz tutar yollar
Emekleyen yanımın başkaldırısı
Aklımı aradım günlerce
İçimin büyüyen kanısı
Yüzümün çizgileri
Elimin kiri alemin maskarası
Ellerin kavradığı dokunuş
Yaşar heyecanıyla zirvelerde
Taklit olmaz bizde
Zan yok oldu çoktan hayatımızdan
Varlığın zindeliğinde hissedilir
Ağırlığınca çekilir yanı hayatın
Gizlenme saklıda bu devran döner
Özünde yanmışsa yeniden dener
Çölde serabın aldatır gündüzler
Çatlar dudakları açlığın yener
Sevgileri altüst eden dalgalar
Savaş koparmış gibi yükselir
Gönüller kirini silen el gibi
Uzanır tatlı tatlı gürleyerek
Tatlı acı çok sade
Bakınca anlarsın yüzüne
Ne aldı benden
Düşündüm neyi önemsediğimi
Ve yaşarken bazan bilmediğimi
Sahiplendiğim değerler yıpranmadan
Önemli ağırlığı bunun neresinde
Hedefim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!