Çırılçıplaktı düşünceler.
Yeni doğmuşlar gibi.
Yanıyordu bozkır bakışı gözlerinin.
İklimin tanınmaz bir halde.
Doğmakla doğmamak arasında güneş…
Bir bu halimi/halini seviyordum,
Damla düştü suya
Su şavkını aldı ayın
Yakamozlar dans etti müjdene
Papatyalar taç oldu aralarında
Doğacağın gün
Doğduğum gündür
Yazılmış en güzel şiiri sana adadım
Bir kumsalda öylesine mahsun
Bir o kadar puslu
Bir o kadar yalın
Baba
Senin gibi çandarlı esintisi
Kına surer yemen seferınden once...Ceylan derısınden kagıtmıs varlıgın yuzyıllarca saklanması gereken...Nurdan haleler var basında...Kanser hucresı yoklugun...kromozonun eksık halkası tende ates yanıgı... ne dersen de...dekı berata eresın kalksın uzerındekı kem gozler masmavı bır gok boncuk taktım yazgına kıymasın sana kendı olusunu bılmeyen yurekler...ay ıcınde bır melek var yıldızı elınde tutan...bırakma sakın
1
Dedim ya seni antlamak için açtım bu sayfayı...Hazırladım beynimin en gizli köşelerini...Uzayda yer almam manada yer almam anlamında gelmiyordu önceleri...Seninle kütle olmaktan çıktım...Hamdım yandım yandım...Pişmek için ne kadar acele etsede yürek çiğ tanesi kıvamında sende kaldım...Olgunlaşmak biraz da az sevmek anlamına gelecekti...kavrayamadım... Bir şehirde tanıdım seni...yokuşları dik rengi gri....Düğünlerinde türküler okunan bir şehirde...Nasır tutmuşken benliğim sen kesip attın....kızıl bşr kan boşandı topraga altındanda sen yeşerdin ilk baharda....Nasıl koşarsa kötürüm düşler ayağa kalkınca ehl-i alimin dilinde öyel koştum sana...yılların yorgunluğu vardı dizlerimde...Hamamönü dergah-ı taceddin evinde...çikolotadan düşlerdi varlığın bayram sabahları sen orada ben burada dalgalanırken derya, Konstantin şehrinde... Maviyi severdin...Mavi Anka kanatlarında bir safirdi...bazen yeşil bir ayakkabıda bazen rengarenk bir bilezikte bulurdum seni...Kubbe altında karışırdı nefesler nefeslerede... Han-ı cincide amin derdik Ezan-ı Muhammediyeye...Kuleler vardı yirmiydi sayılarıda her biri gelişini müjdelerdi müjganın...o mamur beste çalardı...beklerdi Firuze...toprak kokardı Başkent...Nisanın bereketi yağmur...yürüdün sen öylesine...bakardım ardından...Bilirdim vakti geldiğinde gidecektin...Çekecektim ardından kırmızı bir mendilinden kokunu....Yusufun zindanında kaldım gidişinle...Kıtlık oldu yüreğimde....Can taşı...Vursam bir parçanı diğerine....Çıkarmı bir kıvılcım...Başlarmı nar-ı ateş....
Yazık oldu bu aşka...Oysa yeni giymiştim asker gömleğimi...Yanık mektup uçlarında saçının kokusu...Barut ve tütün geleneğiydi hayalin...Şimşir bir tarak kadar d...a olamadım oyasaki...Hani 100 yıl saklanan yarin koynunda...Yazık oldu bu aşka..Edgar Allan Poe nunda dediği gibi...Deniz dibi cinleri mi kıskandı bizi....Ne büyük bir sevinçmiş varlığın...Arefe günü yastığın üstü,yoragının altına konan kırmızı ayakkabı kokusu gibi... Ey Cahit Ey Nazım...neler yaşattı size bana yaşatan da ne kadar acı bastınız şu saman kağıda...Kolaymı gidişine mor sümbüller kurutmak,kolaymı bir varmış bri yokmuşu yeni hecelerle yazmak...Yeniliği lisanın kifayetsizliğinden... Halin beş durumundan öte derbederliğinden bilinmezliğin...Ekmek arası düşlerin vardı tam orasından paylaştığın...Birde cesur yüreğin...İskoç kızları gibi tepeden örerken saçlarını, meydan okurdun ispirto rengi kaderimize de bakar bakar dalardım...Bir aşık vardı oralardan, doğduğun topraklardanda şöyle derdi '' Bu dünyaya gelen garip yolcu,gelip de dünaya meyil verdin mi? '' Evet dünyama gelen bir garip yolcuydun...gittin ben bir garip oldum...Verdiğin meyilde son yaşımı buldum... Hala tutarmı melek yıldızı.. Bir ceylan boğazlanırmı gecenin orta yerinde... Ankara'da DENEMELER 1.1.3 ANKARA V.KEMAL KISADevamını Gör.
Dergah arayan bir ruhun hezeyanısın sen
Öyle güzel öyle derin
Su mu kum mu saatin zamanı
Bilinmeden geçen dakikalardasın
Yoldaş olmak için fazla narin
Gardaş olamayacak kadar naif
Öyle bir zamandı gidişin
Bir yutkunma aralığı
Mevsim yaza hazır
Saat geceye
Fırat'ın suyu
Kadar mavi
Ben bir şiir yazdım durdu dönüşü dünyanın. Fransız gülüşleri söndü gerçeğinde karanlığın. Ben bir şiir yazdım bebekler kocaman oldu,birden ayaklandı karınca sürüleri Ben bir şiir yazdım rüyamda seni gördüm....içim geçti daldım.... Ben bir şiir yazdım konuştu eller,donakaldı gözbebeklerim.... Ben bir şiir yazdım ağardı saçları Helenin.... Ben bir şiir yazdım bir paket sigara bitirdim, munzur çayının kenarında... Özgürlükmüş nefes almak hatırladım....ben sana bir şiir yazdım ya sen? kaçmaktan başka ne yaptın? Üzerinde güneş doğmayan toparaklarda, nisan yağmurlarında geçişini yıkadın..... Çöl topraklarında son insan kalıntısıymış meğer gözyaşları... Nereye koştuğunu bilmeyen deli taylar gibi alıp başını gitmiş zaman... Cam buğuları arıyorum İşaret parmağımla yazmak için adını... silip baştan en baştan çizmek için alınyazımı... Taze ekmek kokusu var düşlerimde senden kalan final zamanlarının şevki çocuksu bir hezeyan... En acısı ne biliyormusun? Her kapanan kapının ardından yakalamak için gün ışığını, Öpmek zorundasın bastığın her adımı...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!