Üşüyorum çocuk
Çok mu pişman hayat
Yoksa benmi çok yorgunum
Hayat yolculuğunda
Babam gibi kokar saçın
Annem gibi mahsun bakışın
Biz bir haleydik döndük Ateş'in narında...Bazen kor olduk bazen yalım...Ürgüp'te duman olduk Safranbolu'da safran...Bir saat kulesinde beyaz türküler okuduk...düşlerimiz vardı naif içine altı hece koyduk...keskin Yolların kar kokusuydu Varlığın İnkum dalgaları gibi şimdilerde gerçeğe savrulduk...inatçılar kahvesinde Atiye mazi karıştırıp sabah keyfi yapıyor felek....Öylece bakıyorum hamam önü gözlemcisinin duvar dininden.....lügata diken batar konuştukça kan akar dilden....sarı Mercedes in sarısı kadar parlak düşler..Bayram'ın yolu kadar uzun zaman....her şey var şu Konstantin şehrinde de bir bozlakçı eksik gece vaktinde
İlkyazım;
Bitmeyen mevsimim..
Çiçek tenli kadınım
Hasretim, hep sana
Yok, yazılışım hep bu yüzden
Hayat yoklamalarında
Ben senle doğmuşum
Fark etmeden
Ekmek gibi su gibi
Sımsıkı sarılmışım
Yaşamakmış meğer tek derdim
Kuru bir Ankara akşamı
Yeşili kaldı geride
Zümrüt gözlerinin...
Uzanırken koltuğuna,
Bir doğu ekspiresinin
Neden kaçtığımı bilmeden
Aşkı unut
Köşebaşında bekleyişlerimi de
Mendil satan çocuğa acıyıp
Direksiyonu sıkan ellerimin arasındaki
Manevrasızlığımı...
Heyecanlanmamı unut
Kırmızı mevsimlerin,
Yasak meyvalarıydın sen.
Kaç gömlek yırttım,
Dallarında kiraz bahçelerinin.
Dirseklerim çizik,
Elimde çalıntı bir sevinç,
Yoktun dün
Hayalini kurduğum şehrin
Altın kumsalında
Başka bir hayalde miydi?
Endamı yüzünün
Hangi sofraya bereket
Tüyü bitmemiş zamanlar
Hüzünlere gebe...
Korkuyorum demek,
Gerekiyor galiba.
Yada gögüs germek
Bu kör döğüşünde
Zaruri bir aşkın
Taze hezeyanısın sen
Üsküdar yosunu gözlerin
Bir lokmalık ezan vaktinde
Ağlamaklı
Yarım yamalak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!