Önlük beyazı değil hastane...
Kendine mahpus etmiş günlerdir seni...
Yanında ezilmiş çimenim
Çıkmaz sesim kadere
Bir gün değil bir ay yıl oldu
Koyalı başını yastığa
Uzaklarda kaç gün var yaşanmamış
Uzaklarda kalmış yakın yüzün
Nefesin ok soluğun yay
İşlemiş cudinin sert yüzüne
Baktıkça donar gözlerim
Yazılmamış hayalsin
Suya düşen cemre....
Mahşer günü
Ankara...
Soğukmu soğuk
Selanın sesi
Çiçek doğmalıydın sen.
Tohumların saçılmalıydı,
Göğüslerinden dünyaya...
Troyada kekik,
Nemrutta kehribar kokmalıydın...
Ben bu gece gittim
Ardımda koskoca bir aşk
Bir kaç yeni filiz
Bir çerek ekmek
Bir çileli kadın bıraktım
Gergefine bıraktım kendimi
İğne sende iplik sende
Ben önünde baş eğerim
Konuşamam,
İçim kanar deseninde şahmaranın
Öyküsünü dedemden bilirim
Ben seninle doğdum
Yüzyıllardır kuma gömülü başım
Milas ıslıklarında duydum ilk kez adını
Adatepe rüzgarları yoldaşım
Seni anlattım yıllar sonra gezeceğimiz yere
Zeus atları üzerinde Hünnap bahçelerinde
Ben seninle doğdum
Yüzyıllardır kuma gömülü başım
Milas ıslıklarında duydum ilk kez adını
Adatepe rüzgarları yoldaşım
Seni anlattım yıllar sonra gezeceğimiz yere
Zeus atları üzerinde Hünnap bahçelerinde
Doğum günündü bugün. Ben Botanın kenarında. İyi ki doğdun dedim, efkarındayım hüznün. Kenarındayım yokluğunun....Asi bir kader bizimki, kızgın bir öğlen güneşi...Kapına dayandım oğlum, melekler fırsat verirse, gireceğim içeri. Bir elimde günler öncesi aldığım hediyen diğerinde hayat telaşesi....Doğum günün kutlu olsun Ömerim. Botanın kenarında, avuçların sımsıkı avucumda, yüzünü binlerce kez öperim...
Sen hilal severdin
Ben ay...
Demir döverdi bakışların...
Çelik olurdu çocuk yüzüm...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!