Naki Aydoğan Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair ...

kadınım ben
yok, kadınım benim
benimle sana gelecek
bu gece
kadınlığını getirecek
kocalığımı verecek

her gün gelsek de birbirimize
her gün bir konuk getirmeyiz
bu gece konuk, k-onu-k
o ney, nu-nun, nuru olabilir.

"Küçük bir andır sonsuzluk"
Ben doğmadan önce.
Küçük bir an, sonsuzluktum.
Büyük sonuma.

konuşan dinlenmez
susan dinlenir
susayan su içer
su akar ya akarını içeriz
dinleriz ya yaşamını
yaşayalım diye
bir
hayatta susar
susamışçasına dinleriz
yaşamımıza geçeni
konuşan dinlenmez
çok konuşan

sen bir odada insanlık
asıl sen milyarlarca hücrendesin
hücremizdeyiz
her hücremizde belki her birimizde
bir birimizde kalırız
sınırımız bir düşünce boşluğu kalır
ve düşünürsek bir hücreden bir hücreye görüşürüz
ne güzel düşünmüşsün
ilham olup yazdırdın bak
yazmakla kalmadın

sen gittin damlalar birikmeye başladı
içime damlayan içimin damlası
dam ve damlası
dam ve lambası

ümit etmediğim düşünmediğim bir gün
düşüncemin fikri beklemediği bir an kapımda
sen çıkıp gideceksin
ben çıkıp şaşıracağım belki
seni bekleyeceğim sen çıkıp geleceksin belki

boş, amaçsız v ...

Şair ve Ressam, şaheser.
Ressam ve şair, resmiyet.
Şair suyu yazar.
Ressam havayı çizer.
Su hava ekmek ise hikaye.
Roman bir hayat.
Akşam ve sabah, Özlem Saba;
Şair ve şiir uyumlu.

Gülerken ölür insan ağlarken doğar.
Orta yerde insanın kendisini doğurması güç iş.
Koskocaman adamsa birde.
Kadınsa hem anadır da.
Çoğu sessiz ağlar.
Yalnız doğar.
Ama birlikte güler birlikte ölür.
Ama hayat yeniden doğar.

Kalp, nasıl kırılır?
İnsanın nefes alış verişi birden sekteye uğrar.
Gönlü boşluğa düşer.
Hayatla bağı birden kopar.
Sevgisi suya düşer.
Aklını yel alır.
Ruhu saman nezlesi olur.
Güzelliği cam kırılır.
İyiliğini alaz alır.
Kalp kırılmasın diye de nefesini tutar.

sevda içinde türküler güzel değil ki
güzel salt değil ki
cam olsun ve kırılabilsin
yaşamak güzel değil ki
iyi olsun ve kötülük olmasın
iyi kötü güzel çirkin hayat göreceli herkese
ve insan niçin ölsün
insanlık var ki insanlık yaşanır göreceli olarak

yorumum,
bir yolun doğasından kopuşu
bir canlının var oluşu gibi canlı ve kederli
bu keder ki doğanın hüznü
yüreğimize çöker
ve ağlarız da
tebrikler yağarızda

E canı can dışarı çıkara bilir ancak.
Bir sevda yeli alır bir aşk seli sürükler.
Cananı da o can dışarı çıkarabilir.
İki yürek bir sevda capcanlı hayata.

şiir yazılmış okumam lazım
ilk mısrada hemen buharlaşıp yükselerek gidiyorum
ve bulut oluşuyorum
düşüncemin fikirsel boşluğunda
yoğunlaşıp geri dönüyorum
bu yarım yamalak mısralarla
her yazın ve mecmua maddeye uyup maddesel gitmek ve dönmektir
kar yağmur şiir ve hikaye olarak

memleket meselesi
hayatta bir ekmek misali
paylaşırken halkı
siz konuşur ben dinlerken
acemi teşebbüs profesyonel karşılama
bir duraktı şehrimizi ziyaretiniz
aynı salon havasında merhabalaştık
ilk gördüğüm ve bildiğim şair
tekrar merhaba

Sağ olun.
Sizin de okuyan gönlünüze sağlık.

git!
nere gidebilirim artık
sana gelmişim
sana varmışım
imkansız gidemem
git dersen yine de
imkansıza da giderim
imkansız

bi-kes
bir kez, kes
aksın hayatım sana
kan gibi

Soluk soluğa soğuk solar akar.
Oluk oluğa neden soluk?
Soluk borusu bir nefes hayata dair.
Arada kalmış.
İnsanlık ciğerinden sökün etmişte.
Hava ağa ağa su kavuşmuş akar.
Aramızda gönlümüzde aşk akar.

ateşi çalan alev bulaştırır etrafa
yananların yokluğu yıllara durgunluk verir
doğanlar ateşiyle doğar içten içe yanarlar durgun yıllarda
şairler bir ateş yangın görmesin hayatlarını saman alevi veriler
yanıyorum dostlar okumakla tutuştum yazmakla harlandım alevler içinde
ocak kurun bana üç taş ...

ateşi çalan alev bulaştırır etrafa
yananların yokluğu yıllara durgunluk verir
doğanlar ateşiyle doğar içten içe yanarlar durgun yıllarda
şairler bir ateş yangın görmesin hayatlarını saman alevi veriler
yanıyorum dostlar okumakla tutuştum yazmakla harlandım alevler içinde
ocak kurun bana üç taş ...

bebek ağlar ya çocuk olur koşmak ister ya
şairde öğle
böyle değil miyiz aşk karşısında
bu kadar ısrarın karşısında
gel çocuğunu doğurayım da rahatla
olur
o zaman göreyim şairliği

dünya sahnesin şehirleri bir sinema izlemek gibidir
istanbulu görebilmek bir dünya kadar mutlu
bir evren kadar coşkulu
uzun bir hikaye
her mekanda anılarıyla yoğun bir duygu
boğazda kelebek
karadenizde rüzgar
marmarada martılar
istanbul neresi
gidip kalanın mı gidecek olanın mı
sekiz sene ...

önceleri bugün son günüm olmasın dilerdim
daha yazacak şiirlerim var derdim
anla dünyayı devri daim etmek
zamanla evreni daim etmek
yaşamak zamanın başından sonuna
bir anla yaşamak
tüm zamanı yaşamak için düşünmek okumak ve çalışıp yazmak
son gün
inan o an ilk andır
o anı bir güne sığdırmak ...

bu ağaç
bu ağaç içinde miyim
bu ağaç içimde mi
evet, dışarıdayız
kabuk bağlamışız ve bir birimizi içimizde göremiyoruz
ama her an bir birimize kaza edebiliriz
ben insan oğlu bilinçli olsam da
bu bitki dalı olsa da
özellikle ben insanoğlu dikkatli olmazsam kaza olabilir
içimiz karışa bilir d ...

zaten karıncalar yanık
iskeleti üzerlerine yanık kurusu
zaten hepimizin ömrü ateşin nefesi
nefesimizi kontrol ederek ateşi kontrol ettik zaten
ateşe yakın kıyamet gününe yakın
ruhumuz