Deniz Ercivan Adlı Üyenin Nedir Yazıları - An ...

  • şu an ne dinliyorum

    15.02.2021 - 12:26

  • şu an ne dinliyorum

    15.02.2021 - 12:23

  • şu an ne dinliyorum

    15.02.2021 - 12:11

  • şu an ne dinliyorum

    15.02.2021 - 10:01

  • şu an ne dinliyorum

    14.02.2021 - 22:24

    Tahir Elçi için

  • havlu

    14.02.2021 - 21:55

    Ozanteks

  • gemi

    14.02.2021 - 21:24

  • kahır

    14.02.2021 - 20:18

  • Geceye Bir Söz Bırak

    14.02.2021 - 19:47

  • Sonra dedim ki

    14.02.2021 - 19:28

  • serbest kürsü

    14.02.2021 - 19:22

  • uçurum çiçeği

    14.02.2021 - 19:11

  • şu an ne dinliyorum

    14.02.2021 - 19:02

  • şu an ne dinliyorum

    14.02.2021 - 18:45

  • Nasip meselesi

    14.02.2021 - 18:13

    Nasipsiz Dayak Bile Yenmez !
    “Eski zamanlarda,
    Semerkand’da bir semerci ustası, oğluyla beraber hem semer yapar, hem de
    eskiyen semerleri tamir eder, baba-oğul hayatlarını böylece devam ettirir,
    giderlermiş.
    Semerci ustası,
    mesleğinin alametlerinden olacak ki; çalışırken üzerinde oturduğu koltuğunu da
    semerden yapmış.
    Bu semerin gizli bir
    bölmesini de para kasası olarak kullanmaktaymış. Fakat semerde kasa olduğunu
    oğlu bile bilmezmiş.
    Gel zaman, git zaman,
    çalışılır, kazanılır, paralar bu kasada biriktirilirmiş. Olacak bu ya, baba
    tüccarın bir aylığına Semerkand’dan ayrılması icap etmiş. Depodaki semerleri ve
    dükkânı oğluna emanet etmiş baba tüccar. Seyahate çıkmadan önce de oğluna,
    kendi kullandığı semerin asla satılmamasını sıkı sıkı tembihlemiş. Babası
    yokken oğul, babasının tembihlediği semerin haricindeki bütün semerleri satmış.
    Fakat bir akşam,
    yolcunun biri gelmiş ve semer almak istemiş. Adamın ısrarlarına dayanamayan
    oğul, biraz da kâr ederim düşüncesiyle 10 akçe olan semeri 30 akçeye
    satıvermiş.
    Baba tüccar,
    seyahatten döndüğünde semerden yapma koltuğunun olmadığını görünce koltuğunun
    nerede olduğunu sormuş. Oğul, satmak zorunda kaldığını, ama üç katı kâr
    ettiğini heyecanla söyleyince, babası şaşkına dönmüş. Kimseye bir şey söylemese
    de için için yanmaya başlayan baba, işi gücü bırakmış, Semerkand, Buhara,
    gezmedik yer, uğramadık han bırakmamış; ama ne çare ki semerini bulamamış.
    Tüccarın kaç ay, kaç
    yıl gezdiği bilinmez. Ama yorulduğu belli ki şu beyit dökülmüş dilinden:
    Dizimde kalmadı takat nasip arayı arayı,
    Dolandırdı bizi kısmet, Semerkand’ı, Buhara’yı.
    Semeri bulamayacağına
    kanaat getiren baba, eve dönerek işe koyulmuş. Semer satmaya ve tamir etmeye
    devam etmiş.
    Gel zaman, git zaman,
    bir semer eskitecek kadar vakit geçmiş…
    Bir gün, bir adam
    semer tamir ettirmek için dükkâna gelmiş. Tüccar, yıllar önce kaybettiği
    semerini tanımış; ama hiç belli etmemiş.
    Semer sahibine,
    ‘Bu
    semer çok eskimiş, ben size yeni bir semer vereyim; bu bende kalsın’ deyip
    semeri geri almak istemiş.
    Bu duruma çok sevinen
    semer sahibi, yeni semeri alıp gitmiş. Hemen semerini kontrol eden tüccar,
    parasını yerinde görünce sevinmiş ve şu beyti mırıldanmış:
    Ne lazımdır sana gezmek Semerkand’ı, Buhara’yı,
    Sana taksim olan kısmet gelir arayı arayı.”
    FısıltıHABERLERİ

  • Salihli

    14.02.2021 - 18:04

    ))))

  • serbest kürsü

    14.02.2021 - 16:23

  • şu an ne dinliyorum

    14.02.2021 - 16:21

  • kadın

    14.02.2021 - 16:15

  • şu an ne dinliyorum

    14.02.2021 - 16:12

  • serbest kürsü

    14.02.2021 - 15:45

  • serbest kürsü

    14.02.2021 - 15:41

  • şu an ne dinliyorum

    14.02.2021 - 15:40

Toplam 2805 mesaj bulundu