© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Ata Kızı Nedire Yazılan Yorumlar Sayfası
23 Şubat 2025 Pazar - 13:30:00
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
23.02.2024 - 12:46Yeni anne baba olanların araştırıp öğrenmesi gereken bir bilgi.
İnsana dair her şeyin temelinin bebeklikte atıldığı ve kendiliğin sağlıklı oluşması, sağlıklı ebeveynlerden geçiyor haliyle. Çünkü kendilik iki uçlu biri anne diğeri babadır. Çocukta zedelenen her kendilik duygusu bugünün fanatik ve bağımlı toplumları oluşturan sebeplerden biridir.
Aslı Birer
insan
23.02.2024 - 12:31İnsan olabilmek, kendilikten geçer…
Aslı Birer
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
22.02.2024 - 09:56Ve bunlar gibi bir dolu objektif tarih notlarıyla birleştirdiğim yorumlar var bu da onlardan biri. Tabi tamamı değil!
Sessizce usul usul girin sayfama, beynimin içine dalın, kendi hesabınıza bir de çalın. Sanki sizin aklınızmış gibi . Ya sonrası? Su kuyuda, hadi aldın bir kova ya sonra?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
22.02.2024 - 09:47Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.
Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.
Çünkü eşi ona o gün denize gittiklerini söylemiştir.
Ve “yapraklarım suya dökülür size yine dokunurum üzülme” mendil olduğunu düşlüyor “gözyaşlarını sil” diyerek nasıl bir akıl muhteşem metaforlarla resmetmiş adeta fiziksel boyuttan soyutlanmış ruhuyla yanlarında olduğunu.
Diyor usta ne kadar net.
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
22.02.2024 - 09:33CEVİZ AĞACI
Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
O sırada Nazım Bulgaristan'da yaşıyor ve eşinden çocuklarından ayrılmış hem vatan hem aile özlemi çekmektedir. Ve eşinden bir mektup gelir. Gülhane Parkına gittiklerini anlatan bir mektuptur bu.
Ve… bir şiir düşer kağıda der ki;
“Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,” diyor vatan hasretini buradan anlıyoruz..
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında. Ve hayallere kimsenin engel olamayacağını ve o an kendimi orada bir ceviz ağacı olarak düşünür.
“Ne polisi farkında ne sen” diyerek bu düşünceyi güçlendirir şiirde.
Pek bi kimselerin polisi anlamlandıramadığı yerdir ora o özgür dünyayı nasıl da ustaca anlatmış.
Benim dünyamdan.
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
20.02.2024 - 23:53Gailesi yazmak olan kalemin nidası, kanatlanır uçar kağıttan taşıp dağıtılır dalga dalga maviye…
Aslı Birer
aşk
20.02.2024 - 23:11Öz güven en büyük aşktır, ailede kazanılır. Yağmurda ıslanmayı babasından öğrenen kız çocukları pişman olacağı şemsiyeye siper etmez başını. Aşk som altın yağsın isterse.
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
19.02.2024 - 14:16Başlangıçta
Gerçek ağır, yalan tüy kadar hafiftir.
Sonra yer değişir ikisi, zaman gerçeklerden yana kullanır hakkını. Ağu gibi sarsada bedeni, gerçeklerin hafifliği çöker ruhlara. Tıpkı şekerin ve sirkenin görülmeyen yüzleri gibi.
Bazı şeylerin adı zaman ile konulur.
-Değer verilmeyen ressamlar
-Değersizleştirilen yazarlar
-Öldürülen bilimadamlarını diriltip ölümsüzleştiren zaman değil mi?
Gönül ister ki; “iyi’ “kötü” arı bakış açılarıyla kinden, kavgadan, tüm anlaşmazlıklardan soyutlanarak değerlendirmek mümkün olsa. Adalet vaktinde gelse, takdir vaktinde edilse. Neyse ki adil olan zaman var elimizde.
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
18.02.2024 - 10:58Aşk’ı; güle,
sevgiyi; gülen göze,
güzelliği; güzel yüze gömdük.
GÖNÜL kırıldı
Suç hep mevsimlere kaldı…
Aslı Birer
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
17.02.2024 - 00:30Niyetinin saflığını yakalamış insan için 'başarısızlık' yoktur; sadece öğrenme yolculuğu vardır. Bu öğrenme yolculuğunun tadına doyum olmaz.
Doğan Cüceloğlu
Gökyüzüne Giden Yol
16.02.2024 - 22:53Sayfada kalmaya meraklı değilim ayrıca şu an çok onurluca hakkımı aradım. Kürsüde orada burada polemik yaratıp insanlara laf giydirip boş atıp dolu tutmaya çalışırsanız cevabına da katlanacaksınız. O arkadaşına da söyle gazı doğru bassın. Boş atıp dolu tutacağı biri değilim ben. Çıkardığım sayfa da orada, uzak durun öyleyse benden. Ok.
Gökyüzüne Giden Yol
16.02.2024 - 20:42Şayet ben isem o ciklet yazılarını sayfanıza neden aldınız yakıştımı bu şimdi size? Bu bir, ikincisi de yazdığımın sizin akıntılarınızla hiçbir alakası olmadığı gibi! Sitede şiirlerimin içinden cümleler çekip kendisine şiir yazan biri var sözüm onaydı o da kendini biliyor.
Eğer bana yazdıysanız benim de bir çift lafım olacak elbette ki!
“İki olasılık var:
1) Bence yaşanan, iğrenme değil, yukarıda sözünü ettiğim kendi sayıklamalarından da alıntı yapılmadığı için geçirilen kıskançlıktan çatlama nöbetleri... E, baksanıza, çatırtılar taa nerelerden duyuluyor... muş :)))”
Sizi neden kıskanayım benim hiç kimseye karşı kıskançlık besleyecek bir durumum olmadı şimdiye kadar.
) Gerçekten iğrenme ise... o da, sabahtan akşama kadar gözünü ayıramadığı tuvalet aynasında sürekli kendi suratını gördüğü için uğradığı mide bulantısı... Kesin!
Allah’a şükür kendimden tiksinecek ne fiziksel ne da ima edilen gibi karakteristik bir sıkıntım da yok.
Ben de size acil şifalar diliyorum. Böylece hakkındaki gerçek düşüncelerinizi de öğrenmiş oldum.
Ayrıca sizi sayfamdan kovmadım ben, sadece sayfamda argo kullanılmasından hoşlanmıyorum dedim, sizin tercihiniz di yazmamak.
Şimdi görüyorum ki o günlerde sayfanıza aldığınız ciklet yazılarıymış ne diyebilirim ki? Keşke hiç beni ve sayfamı ve yazılarımı takip etmeseydiniz. Ben aynaya bakınca kendimle gurur duyuyorum.
Gökyüzüne Giden Yol
16.02.2024 - 19:03Sayfama şiir yazmak istemiyorum artık. Sitede Zübük dolu, gerçekten iğreniyorum. Ya madem o kadar akıllısınız kendiniz üretin hazır işlenmiş mamülü herkes satar!
Benim bu yazıma istinaden mi kürsüdeki o yazıyı yazdınız? Oraya bir daha yazmayacağımı söyledim o yüzden de sayfanıza yazdım.
Umuyorum ki denk gelmiş olsun. Yanlış anlamış olayım. Çünkü sizle o satırların alakası nedir? Anlamadım.
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
16.02.2024 - 11:01Evet, yaşanmamış yaşamlar dünyadaki bütün savaşların ve kötülüklerin temelidir.
Erich Fromm
?si=K-2IeGIY43cl5pTn
Canlılar yaşam döngüsü içinde hayat bulur ve toprağa geri döner. Bazı yaşamlar da döngüsünü fiziksel olarak tamamlar ve hayatta kalmaya ruhuyla devam eder.
İşte onlardan biridir bana göre değerli hocam Doğan Cüceloğlu
Işıklara doğ yeniden.
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
15.02.2024 - 18:28Siyaset benim düşünceme göre bir ülkenin yararına olacak kararların hükümet tarafından uygulanan bilim dalıdır. Ve siyasetçiler de ülkeye faydalı olacak bilinçli ve liyakatli kişiler seçilir. Amaç ülke çıkarlarını ve sınırlarını ve refah seviyesini korumak ve yükseltmektir. Sosyal bilimler ya da şöyle söyleyebilirim iktisadi bilimlere hakim olması da mecburidir. Şayet bunları idare edemiyorlarsa da yönetim değiştirilir. Demokrasi ise burada işlemeye başlar. Bu yüzdendir devlet yönetiminde süreler koyulması. Çünkü ülkenin çıkarları her şeyden daha mühimdir. Durum böyle iken kötüye bir gidişat varsa ve ülkede hala siyasi aktörler değişmiyorsa burada önemli bir problem var demektir. Hiçbir halk gelinen bugünkü duruma sessiz kalmaz. Amaç ülke yönetiminin çarklarını doğru çevirmek ise! Dönmeyen çark’a müdahale şarttır. Yapılamıyorsa orada halkın seçim iradesinden daha farklı bir güç var demektir. Bu nasıl bir tezattır ki! Her yönden her birimden çöküş nidaları yükseliyorken yine de aynı aktörlere göz yumulur. Seçim demokratik bir haktır ve siyasi aktörlerin değişmesi de dünyanın sonunu getirmez. Aslında demokrasinin işlemesi için bu aktörlerin değişmesi gerekir ki, kendi içlerinde hatalarını da görüp tamir etsinler. Bu haklar 5 yılda bir ya da kademelere göre değişen zamanlar tamamlandığında daha da gelişmiş olarak dönmek ihtimalini de gözardı etmeyelim. Ortada çok mantıksız bir durum var.
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
15.02.2024 - 13:44Sayfama şiir yazmak istemiyorum artık. Sitede Zübük dolu, gerçekten iğreniyorum. Ya madem o kadar akıllısınız kendiniz üretin hazır işlenmiş mamülü herkes satar!
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
14.02.2024 - 13:32Sevgililer günü kutlu olsun, sol yanında hissedenlere…
Gerçek sevgi mi? Yokluğunda gülümsemekmiş kimsecikler görmeden…
Aslı Birer
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
14.02.2024 - 00:23Bu defa günün şiiri değil dünün şiiri olmuş.
:)))
Bir hikaye yaz ( Nesirleriniz)
13.02.2024 - 13:34O kuzine sobadan taşan sıcaklığın adı değil miydi aile?
Geliştik ama şekil itibariyle değil! Öz itibariyle değiştik… değişen keşke sadece madde olsaydı… biz gelişirken özümüzdeki sevgiden olduk. Zaman sadece nesnesellikte itibar görüyor… sevgili, k.k Kadın…
Acı bir hikaye Allah rahmet etsin diliyorum.
Bir hikaye yaz ( Nesirleriniz)
13.02.2024 - 13:24İnsan maddi anlamıyla dünyada bir zerrecik iken, mana aleminde bir dünya olma olasılığı da vardır.
Mevzu o bir zerreciğin nasıl mana bulacağı. Elbise mi giydirmek idi yoksa çıplak mı bırakmaktı maddeselliğin içnde onu? Öyle ya bilgi güncellenip akıl gelişiyorsa mana tutsak kalmaz mıydı kılıfların içinde?.. İnsan denilen zerrecik belki de elbiselerinden sıyrılmalıydı! Doğrular çıplak olmalı.
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
13.02.2024 - 11:06Bir makam yarat bana içinde bir ben çalayım.
Aslı Birer
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
12.02.2024 - 14:4410.02.2024 - 13:51
Hırsızlığın en büyüğü; eşlerin birbirinden ve çocuklarından çaldıklarıdır.
Aslı Birer
Selamlarımla belirlemiş olduğum; eşlerin birbirlerinden çaldıkları şeyler hakkındaki konuya girizgâh yapayım birkaç sitemle.
10.02.2024 de paylaştığım söz için her zamanki gibi ne bir soru ne de bir fikir gelmiş.
Şunu söylemek isterim ki okumak bilgi paylaşmak aslında kişinin kendini ifade etmesi suretiyle mutlu etmesidir.
Neyse buradan mesajımı vererek asıl konuya geçelim.
Günlerimiz geçerken ömrümüzden geçtiğini düşünerek bunu depresif etkilerle içselleştirmek yerine gelecek olan ve hatta bekli de sadece yaşadığımız günün elimizdeki hazinemiz olduğunu düşünerek başımıza iliştireceğimiz hediye olduğunu bilerek o günü verimli hale getirmek yine kişinin kendi elinde olduğunu düşünmekte fayda vardır.ve her ne hikmetse elimizdekilerin kıymetini onları kaybedince anlarız.
"İnsan ulaşamadığı her şeyin “delisi”, ulaştığı her şeyin “nankörü”dür."
Pablo Neruda
Mesela erkeklerin( eş) yaptığı en büyük hata eşleri ve çocuklarından esirgediği zamanlardır.
Kırsal kesimin kahvehaneleri dolar taşar.
Sabah gidip akşam dönenlere bile tanıklık ettim.( bizzat eşlerinden)
Daha elit çevrelerde ise kahvehaneler daha şık daha fonksiyonel mekanlarda çeşitli eğlence ve oyunlarla yer değiştirir sadece.
O saatlerde eşler ( kadın) kırsal bölgelerde komşu ziyaretleri, günler, ya da evde geçirilen boş vakitlerle geçerken… elit kesimde de aynı erkek eşlerdeki gibi günler boşuna geçip gider. Bu arada ebeveynlerin bu tutumlarını çocuklar çok güzel değerlendirir. Akıllarına ne geliyorsa artık(!)
Oysaki, evlilik dediğimiz müessese üzerinde ciddiyetle durulması gereken ve onu yaratıcı zekamızla beslemeyi ve eşlerin de birbirlerine karşı sorumlulukları olduğunun bilinciyle korumalıyız. Aile en küçük ve en önemli guruplardandır. Her şeyin çekirdekten şekillendiğini düşünürsek sosyal düzenin kalitesini en küçük ve en önemli birimi olan aile belirler.
Bir ailede baba; işten kalan zamanında çocuğunu müzik derslerine götürür ya da onunla oyunlar oynar. Anne kapıda karşılar. Güzel yemeklerle gülen yüzle onlarla ilgilenir. Sadece karınlarını değil ruhlarını da doyurur.
Diğer ailede ise durum ilk başta anlattığım gibidir. Ve aile gitgide birbirlerine yabancılaşır artık o evde birkaç yabancı kişi yaşıyordur. Ve bu dünyada insanların en çok yara aldığı ve psikolojilerini temelden sarsacak en önemli sebeplerden biridir. Her iki aile örneğinde yetişen çocukların aynı olmayacağını bilmek için konunun uzmanı olmak da gerekmiyor! Ama yarattığı etkileri için maalesef bir uzman desteğine ihtiyacımız olacaktır.
Şimdi gelelim yaptıkları hırsızlığa evet dünya yüzünde yapılan en kötü hırsızlık aile fertlerinin birbirlerinden esirgeyerek çaldıkları zamanlardır.
Oysa aile birliği bütün öncelikleri hakeden ve önce ailem diyeceğimiz birincil sıralamamız olmalı. Ve sonra aradığımız gözlerin, saçların, boyun posun, merhametin ve her şeyden önemlisi de sevginin meğer kendi eşimizmiş olduğunu ne yazık ki! Bu hırsızlığın cezası olarak. Vicdan hapishanesinde kendimizle kritik yapmak olur. Kayıp çok büyüktür çünkü hayat tek kullanımlık bir armağandır insana.
Der, ve çok uzatmadan eğer çok önemli sorunlar yoksa bugün kendimizi samimi ve dürüstçe öz eleştiriye tabii tutalım. Belki de vasıfların en üstünü kişinin kendi hatasını görüp düzeltmesidir. Halbuki haklı olmak için bir dolu bahane üretilebilirken. :)
Saygı ve sevgilerimle okuyan kişi…
Yazan, Aslı Birer
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
11.02.2024 - 12:52Bulanık sularda yüzmeye çalışmakla
(bazen imkansızdır) dupduru bir denizde yüzmenin hazzı aynı olmadığı gibidir; bulanık zihinle, duru zihin arasındaki fark ve faaliyetleri.
Aslı Birer
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
10.02.2024 - 13:51Hırsızlığın en büyüğü; eşlerin birbirinden ve çocuklarından çaldıklarıdır.
Aslı Birer
Toplam 2400 mesaj bulundu