Bir bomba düştü
kana bulandı ellerim
ellerim ellerime küstü
gözlerim kendine..
Bir bomda düştü çocuğun gözlerinden aşağı
Nur indi gözüme kalmadı bir karanlık
Eshap beni sordu bir anlık
Savaşa gidişim zordur ey hanlık
Ben ben değilim yavaş yürü
Kimse gelmesin arkamdan kimse koşmasın
uzak dur uzak
bilmeyenden kendini
çökerse üstüne gecesi
varmazsın farkına
boşlukta kalır günün
boşluğa düşer, uçuruma…
hiç bilmediğim bir yerdeyim,
arşım yarılmış,darmadağın
memleketinde hep yabancı fakat
gurbette 'öteki'
canhıraş yolumu bulmaya çalışıyorum
yolum bitmiyor nedense..
Kalbim diyor ki bu ömür sonsuz,ilelebet sürecek
Ölümü öldüren Allah bir gün bunu da öldürecek..
Kim bilebilecek yalnızlığın nereden geldiğini
Belki uzak bir söğüt dalından
belki de cam ve çerçeveden her an
içeri girecekmiş gibi
Girip bir daha hiç gitmeyecekmiş gibi
Kim bilebilecek yalnızlığın nereden geldiğini
ben mem oluyordum sen zin
ben hava oluyordum sen rüzgar
bir gündoğumuyla birlikte
savuruyordun arşın tepesine
nice seherlerin yelini izlerken
seherin küskün olduğunu
bir şah mat oyunuydu yaşananlar
kıyısında gecenin
bir şah, bir mat
vezir yolunu alırken darbeye
nasıl korunacağını düşünüyordu padişah
komutan savaşa girişmişken
Kim dinlerse benim şiirimi
Yeryüzünün damak tadında
Urfa'nın belki de İsot'unda
Belki de Öküzgözünde El Aziz'in
Ovasının memleketimin yalancı maviliğinde
Kim dinlerse benim sazımı
Göçüp gitmek vardı bir zamanlar diyar'ı kebir'den
Kimbilir gidişim belki senden belki de kendimden
Canım yanmaya başlıyordu yavaş yavaş uzaklaşırken
Ve özlemeye başlıyordum gözlerine bakmayı unuturken
Görüşmek üzere diyordum kayıp şehirlere
Ağlamayın,üzülmeyin döneceğim diyordum hayaletlere
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!